Engin Sezen, The Circle

Siz siz olun kimseyi kınamayın! Düşmez kalkmaz bir Allah! Dün size en ağır sitemleri eden, hatta düşmanlık besleyen bazı kimselerin halleri gün gelir ibretlik olur! Bize düşen ise yine kapıyı ardına kadar açık tutmak, el uzatmak!…

Mesela, daha dün, ‘gelmiyorsun gitmiyorsun’ diye ihtar ve ikaz maksadıyla ezotorik hikayeler anlatarak adeta vefakar bir “dava adamı” pozlarıyla efelenen, Şefkat tokatlarıyla aba altından sopa gösteren kimseler… bugün artık Cemaat’in semtine bile uğramaz olabilir! Şaşırıp kalmak da size düşer.

Yine, oturup kalktıkları yerlerde; “Şahıslara takılmayın!” diye vaaz u nasihat edenler, beldelerdeki idarecilerinin en küçük bir hareketine köpürerek isyanları oynayabilir! İnsanların ardısıra en namertçe dedikoduları üretebilir, en zalim iftiraları tezgahlayabilir!
Erlik zor zamanda belli olur! Karektersizliği, ne parti, ne ideoloji, ne de herhangi bir cemaat kisvesi setredebilir!

Düne kadar “Sürüden ayrılanı kurt kapar” diyen koca koca adamlar, gurbette bir kaç yıl içinde “ah özgürlük meğer sen ne tatlı şeymişsin” havalarına girebilir! Dur bakalım yahu, daha yolun başındasın be mübarek!
Ne mutlu ki, 20 yıl sonra geriye bakınca, üstaz Yahya Kemal gibi diyebiliyorum: “Şükür ki kökümüzle, aslımızla hala irtibatlı kalabilmişiz” O genç yaşlarımızda gelgitlerimiz olmamış, saga sola savrulup durmamışız!

Mesela, dün çocuklarımızın adını Üsame, Seleme, Ubeydullah koyarken, bugün kendi adımızı Isac, Joseph, Peter diye değiştirmemişiz. Aslımızı unutmamışız, inkar etmemişiz! Evet, şükür ki 72 milletle hemhal olurken geldiğimiz yeri unutmamışız!
Nereden nerelere!

Hani o iri iri konuşanlar, konuşurken mangalda kül bırakmayanlar. Küçük dünyaları ben yarattım edasıyla konuşanlar, salınıp dolaşanlar. Tevazu dersi verirken, burnu düşşe eğilip yerden almayacak olanlar! En küçük bir kaymayı bin türlü hamasetle bir kaşık suda boğuverenler. İnsanları ademe mahkum edenler, bir kalemde silip atanlar!…

Unutmamamız gereken şeylerdendi; insan olmak, merhametle, şefkatle kuşanmak, ayrımcılık gayrımcılık gailesine kapılmamak!… Cümle yaradılmışları bir bilmek!…

Ez-cümle, siz siz olun kınamayın kimseyi!
İnsanları kendi değer yargılarınıza hapsederek yargılamayın! Vardır bir bildikleri deyin! Anlamaya çalışın onları!
Bazı şeyleri zamana bırakın! İşinize bakın! Falana fülana değil, değerlere, deneyimlere, erdemlere vefalı olun. Vesselam!