Engin Sezen

Her akile bir dert var bu alemde mukarrer

Rahat yaşamış var mıdır güruh-ı ukeladan…”    Ziya Paşa

Hayatın anlamı üzerine pek kafa yormadığımız bir zaman dilimindeyiz. Caydırıcı, çeldirici çok bağlar, ağlar var.

Üstelik, genel bir yorgunluk halindeyiz. Yaşamaktan yorgunuz. Meşgulüz, endişeliyiz…

Yalnızız da. Yabancıyız da. Kendimize, ailemize, çevremize, dünyamıza “yabancı”yız… Farkında olmaksızın gün be gün daha da yabancılaşmaktayız!

Bilinçli ya da bilinçsiz, her birimiz bir şeyin, bir şeylerin peşindeyiz günboyu, yıllar boyu…

Teknoloji bize çok imkanları sağlıyor; ama neyin bedeline? Kendimizle ilgili en temel meseleler hariç, “her şey hakkında” yüzeyselce malumatlanıyoruz.

Hayata dair düşünecek zamanımız mı yok!

Şu sual: “Bu gelgeç dünyada neden varsın?”

Gençliğimde bir yüce gayem vardı, bir ilkgençlik aşkı: gaye-i hayal…Hayata bağlayan, sabah yataktan kaldıran, bütün bir hayatımın mihrakiyesi olan temel mesele…Diğer şeylerin de etrafında örgülendiği, beni ayakta tutan, istikbale koşturan bir güç. Anlam. İlham. Heyecan: Hizmet.

….

Sen, şimdi neyin peşisıra sürdürmektesin hayatını…?

Bugün bir ara biraz zaman bul…ve buna biraz kafa yor.

Yarın sabah tekrar görüşeceğiz.