Sevgili The Circle okurları,

The Circle’ın Hukuk Camiasıyla gerçekleştirdiği mülakatlar, bugün itibariyle Avukat Mehmet Kasap Bey’le sona ermiş olacak. Bu tarihi mülakatlar, topluca okunduğunda Süreç’te ortaya çıkan meselelere ışık tuttuğu görülecek. İstifadeye medar olması temennisiyle…

Bu meyanda, keşke Süreç’i daha farklı yönleriyle de araştırma ve anlama çabaları olsa… farklı perspektiflerin de görüşleri alınsa…

The Circle’daki bir diğer mülakatlar serisi de Hizmet’ten Sesler ve Renkler başlığıyla yayımlanmakta. Bu mülakatlar Hizmet Hareketi’nde her düzeyden kimselerle gerçekleştirildi. Öğretmen, öğrenci, işçi, esnaf, memur, kadın, erkek… Süreç’le ilgili düşünce ve görüşlerini daha geniş bir kesim önünde ifade etme imkanı buldular.

Sosyal medya üzerinden duyurduğumuz 6 soruya yüzlerce yanıt geldi.

Yanıtların çoğu müstear isimle. Malum, ilkesel olarak müsteara karşıyım. Ne ki, insanların böylesi bir zaman diliminde çekincelerini göz ardı edemem. Bununla birlikte, yayınlamaya karar verdiğim metinlerin gerçek yazarlarını teyit ettim. Dikkat edilecektir ki, metinlere çok az dokundum.

Yanıtları The Circle’da yayınlananlar farketmiştir, evet kimi ibareleri tayyettim. Mensubu (bazıları için, en azından belli bir dönem) oldukları Hareket’e karşı kullanılan uygunsuz gördüğüm kelimeleri çıkardım mesela. Sonra geçmişte belli sorunlar yaşadıkları ve mülakatlarında verdikleri kimi isimleri de…çünkü burada amaç bağcı dövmek değil! Bu mülakatlar çok ama çok faydalı. ”Taban”dan o kadar özgün tespitler, hayati gözlemler, organik düşünceler geliyor ki!…

Sevgili The Circle okurları,

Hizmet’ten Sesler ve Renkler Mülakatları’ndan da birkaç tane daha yayımlayıp bu seriye bir son verilecek. (Buna karar vermem, başka hiç bir şeyden değil, ama kıllet-i zamandandır. The Circle’ı A’dan Z’ye tek başıma yönetiyorum. Fazla olmayan masraflarını cebimden harcayarak…)

Mülakatlara gelen bütün yanıtlar, ciddi bir edit ve tahkikatten geçirildikten sonra, düzenlenip bir kitap olarak yayınlanabilir de sonradan… Bu arada, daha önce Aydınlarla gerçekleştirdiğimiz mülakatlar serimiz  E-BOOK olarak hemen hemen yayına hazır gibi. Burdan duyururuz…

Bilvesile, kısaca birkaç hususu dile getireyim:

Öncelikle, kimsenin hata-savap cetvelini tutacak değilim. Kendi cürmüm bana yeter!

Ben gençliğimi bu Hareket’in ikliminde idrak ettim. Ta bidayetinden beri de özgür ve bağımsız kalmaya çalıştım. Kimileri buna ‘uyumsuz’ diyebilir. Oğuz Atay, ‘Tutunamayanlar’ demişti. Ben bu durumdan hiç de rahatsız olmadım.

Sonradan akademik çalışmalarımı da yine Hareket etrafında sürdürdüm. Bu belki de ”Attachment teorisinin” bir başka tezahürüydü. Kim bilir! Bowlby hazretlerine sormak lazım…

Kimi görevler üstlenmeme, her fırsatta (bazen de çok zor zamanlarda) hizmet işlerine sahip çıkmaya çalışmama rağmen, bir sosyal ve dini hareketin içinde bulunmanın kollektivist normlarına dikkat de ederek, kendimce doğru bildiğimi eyyamcılığa tevessül etmeden, grup psikolojisinin cazibesine ve rehavetine kapılmadan, ama usül ve erkana riayet ederek dile getirmeye çalıştım. Dün de bugün de…makam, mevki vs. meraklısı olmadığımı da sanırım beni tanıyanlar teslim edecektir. Para almadım, cebimden harcadım.

Bu mülakatlar vesilesiyle eleştirildim, ama daha çok, taltiflere gark oldum. Daha bugün Fethullah Gülen Hocaefendi’nin yanında 52 yıl bulunmuş biriyle 1 saat sohbet ettim WhatsApp’tan. Hoş bir hasb-i hal ettik.

Diğer yandan ise, bazılarının orda burda konuşup benim üzerimden Hizmet’te kendine yer açmaya çalıştığına bizzat şahit de oldum, kulağıma da geldi. Hizmet’e mensubiyetini, merbutiyetini benim üzerimden pekiştirmeye çalışan bu işgüzarlar umurumda olmadı. Özellikle işi gücü olmayan, yan gelip yatan ama bir araya gelince de The Circle’ı günlük gıybetlerine meze yapan bu kişilerin ömrü vefa ederse, bu mütevazi mecranın önemini ilerde anlayacaklardır. Benim tercihim sükuttur, makuliyettir. Haklarımı onlara helal ettim. Kimlere etmedik ki!..

Elbette gelen ciddi tenkitlere nasıl istifade edebilirim diye bakarım. Tahkir ve tezyif içerikli hücumata ise İngiilizce cevap vereyim: I do not care!

Size dair bir eleştiri varsa, icraat ve fikirlerinize karşı bir muhalefet ortaya çıkıyorsa, bu bir gelişimin emaresidir, yükselişin, iyiye gidişin işaretidir.

Şöhret derdine de düşmedim. Tehdite, tenkide, baskıya, diğer bir dizi ucuzluk ve bağayılıklara da… zerre miskal önem vermedim, vermem. Kervan bir şekilde yürür.

Mülakatlarda manüpilasyonlara, yönlendirmelere eyvallah etmedim. Çabamızı sağa sola çekmeye müheyya çok yanıt geldi. En küçük bir şüphe ve terettüt hissettiğim hiçbir metni yayınlamadım.

Sonra, kumpas havası hissettiklerim oldu…

Benimle emaille, whatsupla irtibat kurmaya çalışan, isim cisim veren Tuğgeneral, Korgeneral olduklarını söyleyen kimseler oldu. Ve buna mümasil bazı kimseler. Şimdi biz falan ülkedeyiz, The Circle’a güveniyoruz, 15 Temmuz’la ilgili vicdan azabı çekiyoruz, size konuşmak istiyoruz diyen insanlar!…

Israrlarına rağmen, ilgilenmedim.

Yine, The Circle’ı ısrarla satın almak isteyenler zuhur etti. Önce 12 bin dolar, olmadı 20 bin, 30 bin dolar….

Bu da bir diğer teklif-i malayutak!

İşlerim yoğun The Circle dostları.

Beri yandan, önümde okunmayı, tedkik ve tahkik edilmeyi bekleyen yüzlerce mülakat yanıtı var, evet yüzlerce…( Sadece bu konuyla ilgili gelen email sayısı en son 400 küsürdü) Bu ciddi bir data olduğu kadar zaman ve emek isteyen ciddi bir iş de! Ve yine Misafir Yazar olarak gönderilen pek çok yazı.

Oysa, benim önümde heyula gibi duran kıskanç mı kıskanç bir tez, yoğun vakıf işleri, üniversite ve kolejde Sonbahar döneminde vereceğim 4 ders, 1 Temmuz’da başlayacağım full-time yeni bir iş, İngilizce The Circle ve diğer irili ufaklı meşgaleler imkan vermiyor bazı şeylere, çok yapmak istediğim projelere.

Bu hafta Hizmet’ten Sesler ve Renkler’e son verilecek!

Ben The Circle’dan zaman zaman yazmaya devam edeceğim. Daha çok mesleki yazılar: Terapi, eğitim, iletişim. zihin sağlığı, spirituality, sanat, edebiyat..

2019’da ise her kesimden bir grup akademisyen arkadaşla yeni bir platform kurma projemiz var. İlginç isimler var. Düşünce merkezli bu platform, The Circle’a arkadaş olacak. YouTube platformu da olan, Podcast’ler de yayınlayacak yeni bir platform.

Önümüzdeki dönem biraz slow-motion’da olacağız. Bu bir ‘’sakit infial’’ olacak…Sonrasını Mevlam görelim neyler…

Gayret bizden inayet ondan…

5 COMMENTS

  1. “…Bununla birlikte, yayınlamaya karar verdiğim metinlerin gerçek yazarlarını teyit ettim…”

    “Benimle emaille, whatsupla irtibat kurmaya çalışan, isim cisim veren Tuğgeneral, Korgeneral olduklarını söyleyen kimseler oldu. Ve buna mümasil bazı kimseler. Şimdi biz falan ülkedeyiz, The Circle’a güveniyoruz, 15 Temmuz’la ilgili vicdan azabı çekiyoruz, size konuşmak istiyoruz diyen insanlar!…
    Israrlarına rağmen, ilgilenmedim.”

    Askerlerin kimliklerini teyit etmeye çalışmadan reddetmenizi, 15 temmuz’un üzerini örtme gayretlerinin devamı gibi yorumlayabiliyorum ancak!

    Belki içlerinde gerçekten cemaatte bulunmuş olanlar var. Söylediklerini dinlemeye değmez mi?

    Siz de mi korkuyorsunuz 15 temmuz’da cemaatin rolünün bütün çıplaklığıyla ifşa olmasından?

  2. Engin bey, Helal olsun demek düşer bize…..
    Cımbızla cümleler çıkarıp mesajdan yorum çıkarmak hoş değil.” Mehmet A.”
    TheCrcl.ca Esas gündemden uzak kalıp üretken bir mesajın varlığından haberdar olma merkezi. Herkes iyi niyetli veya Engin beyin iyi niyeti ve gayreti, bize bu iyi niyeti oldukça göstermesine vesile oluyor. Çaresizlikler içerisinde olan çok yoğun kitleye üretken proje odaklı oluşumlar gerçekten verimli olur. Yeni çalışmalarınızı ve yeni çalışmalarınıza da çalışkan ve sizin gibi etkin bir network yapılanmasını çok isterim.

  3. Engin bey merhaba
    Ahmet koca nin yorumlarini neden kaldirdiginizi sorabilirmiyi? Direk isim yazdigim laf kalabaligi yapmak yerine direk surec ve sonrasinda suclu oldugunu dusunduklaerimin isimlerini soyledigim icinmi?

Comments are closed.