Çok değerli  The Circle okuru,

Sizden ilk kez bir şey isteyeceğiz: Yayınlarımızın temadisi ve kalitesi için maddi destek…

Yeni projeler için, profesyonelleşmek için, sizlere daha nitelikli ve kalıcı verimler sunabilmek için, bu ricamız artık elzem bir hal aldı.

İlkin İngilizce ve kağıt baskılı olarak yayın hayatına atılan The Circle, bildiğiniz üzre internet sitesini Türkçe ve İngilizce olarak yayınlıyor artık. Özgün ve bağımsız mecrasında her gün binlerce okura hitap ediyor. Birbirinden değerli tartışmalara vesile oluyor.

Bugün artık rahatlıkla söylenebilir ki, The Circle bir marka oldu. Muhtevası ve üslubuyla, emsallerinden mümeyyiz bir evren kurabildi kendine kısa bir süre içinde.

Her gün gelen teşvikkar mesajların ardı arkası kesilmedi. Kendi okurunu oluşturdu zamanla.

Şimdi, artık The Circle’ı bir adım daha ileriye götürebilmek için açıkça sizlerin maddi desteğine başvurma kararı aldık.

Öte yandan The Circle’ın maddi durumu hep merak edildi. Son derece mütevazi imkanlar dahilinde, okur ve takipçileri için cazibedar bir evren kuran The Circle’a, bir yerlerden destekler alındı şeklinde iftiralar da atıldı. Bu konuda herhangi bir polemiğe kaptıracak değiliz kendimizi…

Ama tam da burda şu cümleyi kurup geçelim:

Hayır, The Circle, hiçbir yerden destek almadı! Bunca meşgale arasında, taksicilik yaparak, başka işlerde çalışarak, ama her zaman cepten ve zamanından harcayarak gelindi bu günlere…

 

Bunca yokluk içinde bugün gelinen yeri görünce, az bir imkanla, destekle daha iyi yerlere gelebileceğimiz hususunda inancımız artıyor.

Evet, şimdiye kadar, bu siteyi çıkaran kimsenin cebinden harcamalarıyla, gece gündüz mesai sarfetmesiyle bugüne gelindi. Kimi kalıcı ve kaliteli projelere imza attı. Süreç’te önemli işler yaptı, soluk oldu sessiz yığınlara…değişimlere, gelişimlere vesile oldu.

Bu işler sevda meselesidir, gönül işidir, yürek meselesidir. Okulu, mektebi olmaz bu işlerin. Para için de yapılmaz. Bedavaya iş görmeye alışmamışlar ise bunu hiç anlamaz. Bilmeyen bilmez, ama bilenlere selam olsun!

Sevgili The Circle okuru,

Artık sitenin bugün geldiği noktada, üzerine bir şeyler koymak istiyoruz. Bir kadro, ekip oluşturmalı…ki daha nitelikli ve geniş ölçekli işler kotarılabilsin! The Circle’ın bugün olduğu gibi, istikbalde de çok ama çok önemli işler göreceğine olan inancımız sonsuz.

The Circle, bu dağdağalı dönemde, hizmet tercübesini kayda geçirmek istiyor. Meriç’ten gaybubetlere, hapishanelerden gurbetlerde yeniden hayatlar kurma çaba ve gayretlerine kadar. Ümit kadar bedbinliği de kayda geçirmek istiyor.

Cemaat içindeki bireyi, bireysel tecrübeyi çok önemsiyor. Bu bireyin kaydını tutmak istiyor.

The Circle, Cemaat’in dünüyle, bugünüyle, yarınıyla alakadar. Ama Üveyk Edebiyatı yapmadan! Mümkün mertebe nesnel. Gerçekçi. Bu anlamda Cemaat’i kuru kuruya övmelere, asılsız mesnetsiz yermelere de mesafeli…

Tröllüğe eyvallah etmeden, trollerin gıybet ve iftiralarına pabuç bırakmadan…

Populizmin prim yaptığı, adamakıllı okuma, yazma ve araştırmanın artık lüks tüketime girdiği, sadece başlıkların ve iri puntoların okunduğu, tıklandığı, bağıranın sesine kulak verildiği bir dönemde kaliteyi ve kalıcılığı önceliyor The Circle.

Kendi kulvarında sabit-kadem, korkmadan…yılmadan, usanmadan yoluna devam ediyor. Yoldayken, okurundan öğreniyor da! Gelişerek, değişerek…ama ilke ve umdelerinden sapmadan yürüyor.

Cemaat’le ilgili sadece tespitler tapmıyor, zaman zaman teklifler de sürüyor ileriye. Bu tekliflerden bir kısmının uygulandığını görmek de kendisi için bir gurur vesilesi…

Öncemiz yazılı kültür. Yazarak, sürekli yazarak, yeni yazarlar yetiştirerek devam etmek istiyoruz yolumuza… Zamanla, Youtube ve Podcast kanallarımızı da yavaş yavaş devreye sokmak istiyoruz.

Kendimize, işimize güveniyoruz. Muhtevamıza, içeriğimize, vizyonumuza inancımız tam.

Hem İngilizce hem de Türkçe büyüyebilmek, yarına da kalabilmek için desteğinize olan ihtiyacımızı burdan beyan ediyoruz.

İşte bize destek olma türleri:

Sevgili The Circle okuru,

Daha aydınlık günlerde görüşeceğiz, buluşacağız, hasb-i hal edeceğiz.

Vesselam.

1 COMMENT

  1. ENGİN BEY, sizi patronuza şikayet eden 2 kişinin ismini verin tabi önce onlarla konuşup verin, böyle sessiz kalarak mücadele edilmez. Susarak çekinerek kaçarak bu işler olmaz, önce o 2 kişiye bunu soracaksınız sonra vereceksiniz isimlerini, ya da görevlerini yetkilerini sonra üstlerine şikayet edeceksiniz tabi bize ismini vermeden önce ve size dönüşlerini de ekleyeceksiniz, kabuğuna çekilmek ile olmaz bu işler yarın o 2 kişi bir yere imam olur binlerce insanın kaderini mahvederler. İyiler kötüler kadar cesur olmalı, tweet atıp can sıkıntısınızı giderdiniz bu konuda ama zor değil takipçisi olun, herkes susa susa buralara gelindi. Benim etrafımda 1 tane böyle adam yoktu, ama yukardalarda çok vardı sürekli dert yanardı millet, sonra o tipler mahvetti bizi işte. Etrafımda böyle bir tip olsa müdahale ederdim kesinlikle.

Comments are closed.