Taceddin Kayaoğlu, The Circle

Mübarek “şuhûr-ı selâse”den (üç aylardan) üçüncüsü olan  Ramazan’ı idrak etmenin bahtiyarlığına erdik. Her yarışın bir finali, her başlangıcın bir sonu olduğu gibi Ramazan’ın da bir sonu vardır ve o son da Bayram’dır.

Bayram; herkesin kendi istidadına vâbeste bir hayat anlayışıyla idrâk ettiği Ramazanını taçlandırma seremonisi…

Bayram; “erme”nin ve “erdirilme”nin bir arada kutlandığı semâvî ve arzî tören…

Bayram; mekânlar farklı olsa da, sadece inanan insanların kalben ve ruhen yaşayabildiği küresel şölen…

Ve bayram; kesret âlemindeki çırpınışlardan vahdet âlemindeki huzûr ve sükûn bezmine ulaşma mutluluğu…

Evet, Bayram için lügatler “sevinç ve neş’e günü” diyor. Doğru… Ne denebilir ki?!. Gufranla tüllenen bu ayda bağışlanabildi isek bayram…

 Rahmetin kol kol gezdiği cadde ve sokaklarda merhametle kucaklaşabildi isek bayram…

 Mağfiretin günün her saatinde, hatta her ânında sağanak halinde yağdığı demleri büyük bir lütuf bilip iliklerimize kadar ıslanabildi isek bayram…

 “Mübarek ve sürprizlere açık vakitlerdir” deyip, ten sevdasından geçerek gönül ülkesinin sakinleri gibi Ramazanlaşabildi isek bayram… ki, Ramazanda ramazanlaşamayanlar bayramda kiminle bayramlaşacaklar?!.

“İnanan bir insan ne zaman bayram eder?” sorusu, her mü’minin yüreğini yakan ve beynini sarsan bir soru olmalıdır. Farklı bir açıdan bayrama kattığı anlam ve derinlik itibari ile bir kutlunun dilinden terennüm edilen şu ifadeler sanırım bayramın en güzel tarif ve tavsifidir; “Bayram; Mevlâ’nın bizi affettiği gün bayram olacaktır. Cürm ü hatânın bittiği gün bayram olacaktır. Gönlün itmi‘nâna kavuştuğu gün bayram olacaktır. Hissiyatın, ‘O’ndan gelen her şeye razıyım!’ dediği gün bayram olacaktır. Vicdanında bir fısıltı duyabilirsen, ‘Artık kurb-ı huzûruma gelebilirsin!’ fısıltısını duyabilirsen, bayram o gün bayram olacaktır.” Yoksa ehl-i gafletin şiârı olan bayramlar, yemeye-içmeye dalmalar, hikâyeler-masallar anlatmaya dalmalar, gerçek bir mü’minin hayatında idrâk edeceği bayramlardan çok uzak şeylerdir.

Bizler acaba bugün neyin bayramını kutluyoruz? Oruç tutmaktan kurtulmanın mı, yoksa mağfirete kavuşmanın mı?.. Şayet başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bu ayı da gerçek manâsıyla idrak edememiş ve şuuruna erememiş isek bu Ramazanımız da boşa gitti demektir. Dilimizde “kurtulmak” kelimesi genellikle istenmeyen, kaçınılması gereken şeylerden bahsedilirken kullanılır. İnsan orucun ne kötülüğünü görür ki bir an önce ondan “kurtulmak sevdasına” düşer. Biz orucu hakkıyla tutmadıysak, o da bizi tutmamıştır zaten. Asıl oruç; orucun insanı tuttuğu oruçtur; günahlardan, mâlâniyâttan, sû-i zandan, gıybetten, dedikodudan beri eden…

Ramazan özellikle Kur’ân ayı idi. İlâhî Beyân’ın dünya semasına bir Rabbanî bohça halinde inzal edildiği ay… Bir gecesi bir/bin ömre bedel Kadir ayı; kadir bilirlerin kadrinin takdir edildiği ay… İnanan gönüllere “şifâ” ve “rahmet” vesilesi olan Kur’ân’ın, ciddî bir gayret göstererek dönüş yapanları ve aynı zamanda gafletle gezen bağlılarını dirilttiği ay… Devamlı kıraat edilmek ve anlaşılmak isteyen Kur’ân, pasif ve gafil bağlılar istemiyor. Doğunun gülü şair İkbâl bu gerçeği şu enfes sarsıcı ifadelerle dile getirir: “Bir insan ki Kur’ân’a sahip olsun ve isteksiz, zevksiz olsun / Hayret, yine hayret, yine hayret ona olsun…”

Tablo bu ise şayet; bizim Kur’ân’ı okuduğumuz kadar, Kur’ân da bizi okudu ise bayram o zaman bayram bize. Dünyanın dört bir yanındaki inananları, zulme, gadre uğrayanları hatırlayabildik ve hiç olmazsa onlar için ellerimizi kaldırıp dua dua yalvarabildi isek bayram o zaman bayram bize. Kimsesizlerin kimsesi, gariplerin yoldaşı, açların doyurucusu olabildi isek bayram o zaman neş’e bize. Günahlarla âlûde geçirdiğimiz ömrümüzü ayların sultanı Ramazanda ciddî bir kontrolden geçirmek suretiyle kendimizi affettirebildi isek bayram o zaman sevinç bize. Ve günahsız olarak girdiğimiz bayram gününü günahsız olarak devam ettirebilir isek bayram o zaman kazanma kuşağında kazanmak olur bize…

 Aslında derinlikli düşünüldüğünde “hayat”la “Ramazan”, “ölüm”le de “Bayram” arasında çok ince ve derin bir bağ vardır. Bu dünyada Ramazanını “hakîkî oruç kuşağı”nda geçiren talihlilerin “bayram”larını da ötede cennet ve cemâlulllah bezminde gerçekleştirecekleri izahtan vârestedir.

Sorulsa ki; “En iyi bayram yazılarını ve şiirlerini kim yazar? Herhalde genellikle “en büyük şairler”, “meşhur kalem virtüözleri” gibi genel cevaplar verilir. Bence her ikisi de değil. Gerçek bayram şiir ve yazılarını; hayatını bizim gibi avamın anladığı bayramlardan çok uzak bir anlayışla geçiren dertli ve muzdarip sînelerin yazacağı kanaatindeyim; İçinde neş’et ettiği toplumun dilinden anlamadığı, toplumun ona, onun topluma garip düştüğü, hayatının tek gayesi Rızâ-yı İlâhî olan ve bu uğurda her türlü çileye, ıstıraba ve cefaya maruz kalan, olmadı medya yoluyla iftira ve kovuşturmalara maruz bırakılan, her dem gönlü memleket sevdasıyla yanıp tutuşuyor olmasına rağmen doğduğu topraklar bile kendisine yaşaması, hiç olmazsa arada bir ziyaret etmesi için çok görülen, yerinden yurdundan edilip mecbûrî ve sosyolojik bir hicrete tabi tutulan Hakk er(ler)inden başka bayram(lar)ı kim(ler) yazabilir ki?.. Bizler sevinçlerimizi ifade etmek istediğimiz zaman birkaç cümleyle, çilelerimizi anlatırken ise saatlerce hatta bıraksalar günlerce anlatırız. Bayramda “bayram” neşvesiyle meşbûʻ bulunan bir dimağ, velev ki “kalem virtüözü” olsa bile, bayramını hep ötelemiş ve öteye bırakmış bir “muzdarip” kadar anlatabileceği kanaatinde değilim. Varsa etrafınızda bildiğiniz bir muzdarip, sîmasına, yazılarına ve şiirlerine bir bakıverin ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ne yazık ki bizler ne gerçek bayramları idrak edebildik, ne de bu bayramları idrak eden(ler)i. “Halimiz bir alâmete binerek şuursuzca kıyamete gidenlere nasıl da benziyor değil mi?” demek bile, hicaptan öte bir şey…

Bir de “hiçbir zaman yazılamayacak bayramlar” vardır. Şimdilerde bu bayramları idrâk ediyor neslimiz. Hz. Âdem’den bugüne değin, yaşanan ve dahi tahayyül ve tahammül sınırlarını zorlayan ne kadar kötülük varsa hepsini bünyesinde cem eden bir mahlûk; horasanlı, taylasanlı destekçileri ve dünyayla irtibatını koparmış cahil takipçileriyle, yine Hz. Âdem’den günümüze üzerinde bütün hayır ve güzelliklerden nümûneler taşıyan bir hareketin müntesiplerini “kökünden kazıma” ve “yok etme” derdini “en büyük davâ”ları haline getirdiler. İnsî ve cinnî şeytanlara, firavunlara, nemrutlara, Ebû Cehillere, Yezitlere şapka çıkarttıracak bu “belhum adall” derekesinin sakinlerinin yapıp ettiklerini ne kalem yazabilir ne de ona mürekkep yetebilir. Çekilen bunca eza ve cefa, katlanılan bunca çile ve ızdırabın cinnet raddesine geldiği bu zaman diliminde üzerimizden “bayram günleri” geçip gidebilir, ancak bizim bayram edeceğimiz günler bugünler değildir. İşte bu bayram günleridir ki hiçbir zaman gerçek hüviyetiyle kaleme alınamayacaktır. Binâenaleyh, bundan sonraki zamanlarda “bayram” denince bizim kuşak hep başka ad, unvan ve “tat”da bir bayram anlayacaktır. Gözü “sekizinci renk ve dördüncü buudda”, kendisi ise hudutta mayın tarlasına düşmüş bir deli olmayanların bu derdi anlamaları mümkün değildir.

Keşki Hacı Bayrâm-ı Velî gibi diyebilseydik:

Bayram’ım imdi Bayram’ım imdi

Bayram ederler yâr ile şimdi

Hamd ü senâlar hamd ü senâlar

Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm

Hulâsa; “Ramazanı bitirdik” diye düşünenler ve şuursuzca övünenler varsa “ömrümüzün bir ayını daha yitirdik” diye dövünebilirler.

Ne mutlu ömürlerini “ramazan”, ölümlerini ise “bayram” gibi geçirip giden bahtiyar âdemlere…

1 COMMENT

  1. Hello ,

    I saw your tweets and thought I will check your website. Have to say it looks really nice!
    I’m also interested in this topic + have recently started my journey as young entrepreneur.

    I’m also looking for the ways on how to promote my website. I have tried AdSense and Facebok Ads, however it is getting very expensive. Was thinking about starting using analytics. Do you recommend it?
    Can you recommend something what works best for you?

    I also want to improve SEO of my website. Would appreciate, if you can have a quick look at my website and give me an advice what I should improve: http://janzac.com/
    (Recently I have added a new page about Rockwall Investments and the way how normal people can make money with this company.)

    I wanted to subscribe to your newsletter, but I couldn’t find it. Do you have it?

    Hope to hear from you soon.

    P.S.
    Maybe I will add link to your website on my website and you will add link to my website on your website? It will improve SEO of our websites, right? What do you think?

    Regards
    Jan Zac

Comments are closed.