Sabah Esintileri…

0

Engin Sezen, The Circle

2021’e günlük, düzenli bir şeyler yazarak, bunları da paylaşarak girmeyi planladım. New Year resolutionlarımdan biri bu…

Nasipse, her sabah 30 dakikamı hassaten bu yazı projesine tahsis edeceğim. Böyle bir mesainin semeresini, artık Allah ne verirse, paylaşacağım The Circle’da.

Her güne bir yazı zor gibi, ama kısacık da olsa günlük bir paylaşım için elimden geleni yapacağım…

Bu yarım saatlik vakt-i seher tefekkürleri, okuma ve yazma mesaimi artık hassaten İngilizce’ye tasrif etmeye kendimi zorladığım şu son zamanlarda, benim caanım Türk diliyle de bir irtibat noktam olacak…

Bu mütevazi, kendi halindeki yazılara, günün o en tatlı vakitlerinde gönül ayineme yansıyan ilhamlar, tecelliler de denebilir. Sabah Esintileri…

Bir kaç dakika içinde kolayca okunuverecek, ama düşünmeye, duymaya, hayal etmeye, aşka, şevke, iştiyaka, motivasyona, neşveye vesile olacak yazılar…

.

Yenilikleri seviyorum…

Mektup ve günlük karışımı bu kısa değini’ler, benim için yeni bir yazı türü olacak. Kendimle söyleşilerim, kendime yazdığım mektuplar… Evvel emirde kendim için yazacağım bu “anlam ve anlama yazıları”, okuyan tek bir kişinin bile bir anlık tefekküre durmasına vesile olabilirse elbette kendimi bahtiyar hissederim…

Bu türde ısrarla yazmaya devam edersem, meramın zamanla kendini ifade edebileceği hususi formunu bulacağını, dil ve anlatımın da oturacağını sanıyorum. Şu anda, bu yazılarda dilin ve anlatımın nasıl biçimleneceğini, nerelerden, nasıl besleneceğini pek kestiremiyorum doğrusu… Sanırım şu kadarını tahmin edebiliyorum: İlkin, kimi okurun biraz eski bulabileceği lisan, zamanla tasaffi edecek, daha da sadeleşecek… Yapmaya çalışacağım şey, derin felsefeye girmeden, teolojik keşfiyatın amak’ında kaybolmadan, vakt-i seherde içime doğanları, mümkün mertebe temiz bir dille kayıt etmek!…Kendim için bir nebze deneysel niteliği de olacak bu yazma temrinleri, çoğu kez en çiğ, en yalın halleriyle paylaşılacak…

.

Bazen, okuduğum bir kitaptan veya dergiden dimağımda kalan hurde bir teferruat, bazen dilime pelesenk olmuş eski bir mısra, bazen kudema-yı evvelden bize miras kalan hikmetli bir kıssa, bazen bir aşina’nın hayalhaneme akseden gölgesi, bazen kendimle ilgili otobiyografik birkaç şey… pek çok anekdot, hatıra, küçük öykü, bilgi, kimi araştırma bulguları… paylaşacağım bu yazılarda. Eskiler böyle şeyler için “her ne ararsan var derde devadan gayrı” derler idi…Umulur ki, bir derde deva, bir sadre şifa ola!..

Bu küçük yansımalarda, bazen dini bir metinden, İlahi bir hükümden yapacağım iktibaslarda arayacağım ilhamımı, bazen edebiyattan, felsefeden, psikolojiden ruhuma ve dimağıma yansıyanlardan… İlla ki Divan edebiyatının müstesna güzelleriyle…

….

Etik bir mesele olarak şunu belirtmekte fayda var:

Dilci, edebiyatçı, tarihçi ve eğitimci bir psikoterapistin kaleminden çıkmış olacak, özü itibariyle teröpütik hususiyetleri ve şifakar ilhamları da havi bu değinilerin, evet size de iyi gelebileceğini umarım; ama iş bu yazıların kendi zihin sağlığınızla ilgili muayyen konularda birebir önerilmiş tavsiyeler olarak da ele alınmamasının altını çizmek isterim en baştan!…

.

Bu metinlerle ilgili vurgulamak istediğim bir diğer bir husus:

Yazılanların manevi (ruhani) meselelere odaklanmasını istiyorum. Özellikle de serideki ilk yazıların daha ziyade manevi ve tasavvufi görüşlerimi ihtiva edecek mahiyette olmasını düşünüyorum. Sonraları psikloji, kişisel gelişim, kültür,sanat, edebiyat eksenine kaymasını da tasarladığım yazıların ilkin bir manevi zemine oturmasını, kişisel olarak fikri lokasyonumun tayin ve tespiti bakımından kendim için önemli olduğunu düşünüyorum. Maneviyatın münbit toprağında tohumlanmış bir ilham, bir deneyim ve gözlem, bir hüküm, bir keşif, bir tespit, taa çiçeklenip de ruh ve gönül dünyamıza rayihalar saçsın istiyorum. Sabahımızı, günümüzü, gecemizi ışıtsın, ısıtsın; yazana da okuyana da bir faydası olsun; ruhları, zihinleri aydınlatacak bir pencere açabilsin istiyorum. Dolayısıyla, yazıların bir anlamda, belki varoluşsal bir açıdan, kendi teolojime bakan bir veçhesi de olacaktır. Bu yönüyle, bu türden kişisel paylaşımların yazarları adına, kısmen netameli ve riskli bir durum olması da ihtimal dahilindedir…

.

Son olarak…

Önceki yazılarımda daha çok eleştirel, analitik, otantik ve orijinal düşüncenin öncelenmesine rağmen bu yazılarda, özellikle bir süre, manevi cepheye yönelebilmeye gayret edeceğim.

.

Ocak, yeni başlangıçların, tertemiz bir sayfaya yepyeni hikâyelerin yazılmaya başlandığı bembeyaz bir mevsim.

Vira Bismillah…