Engin Sezen, The Circle
Bu Ülke’nin hal-i pür-melali ortada. Tasvire ne hacet!
Peki ‘aydın’ı ne alemde!
Söyleyeyim:
Derin mi derin bir boşlukta! Fikri ve ruhi bir boşluk bu!…
Kendisinin farkında olup olmadığı bile meşkuk varoluşsal bir boşluk…
Öz değerlerine, ülkenin aydınlık yarınlarına ihanet eden, eyyamcı, hamasetçi nevzuhur bir zümre… özellikle son zamanlarda, nasıl bu kadar yalancı, müptezel, zalim ve bencil olabildi hayret ki ne hayret!
Bu pervasızlığın, bu külhaniliğin kısa bir süre içinde iflah olabileceğini sanmak da tam bir saf-dillik olur!
Televizyonlarda 7-24 boy gösteren, gazete ve dergilerde ahkam kesen her biri ayrı bir ümitsiz vaka olan bu prototipin memlekete verebileceği bir şey kaldı mı!
Gençliğe örnek olamazlar…
Bir nesil yetiştiremezler…
Gırtlaklarına kadar haramın içindeyken içinde helal geçen tek cümle kuramazlar…
Davalarını üç meteliğe işportaya çıkaran bu şirzime-i kalilin, düçar olduğu ahlaki boşluğu vatan millet Sakarya edebiyatıyla gizlemeye çalışması ne hazin!
……. …….. …….
Evet, ne yazık ki, aydınımız, ya bundansın ya şundan zorlamasına maruz kalınca, menfaate ve maddiyata mevzilenmede buldu çareyi.
Siyah ve beyaz arasında da başka renk kalmadı!
Ya İktidarı yerlere vuracaksın, ya da sabah akşam bin temenna çekeceksin!
Oysa Türkiye Erdoğan’dan da Cemaat’ten de, Ergenakon’dan da büyük!
Aydın, içinde doğduğu topluma bir insicam kazandıracakken, bilakis toplumun insicamını bozdu, çıldırtan propagandasıyla içinde yaşadığı cemiyetin şuurunu iğdiş etti.
Bu hengamede, son zamanlarda zihnimi çok meşgul eden sorulardan biri:
Bu Ülke’de makul çoğunluğun yeri neresi!…Ve hiçbir kampa mensup olmayan aydın nerede duracak?
Özgürce düşünmeye, insanca yaşamaya çalışan, kimseye tasannu ve tabasbus etmeyen ‘’birey aydın’’ın toplumdaki yeri neresi!
Bağırmayan, tribüne oynamayan, bölmeyen, ötekileştirmeyen, hırlaşmayan ama konuşan, kutuplaştırmayan, maruz kalmayan ama tercih eden, aydın olmak için önce insan olmak gerektiğine inanan, bir mukaddesatı, bir ahlaki değerler manzumesi olan aydının yeri neresi….?
…….. …………. ………….
Bir aydın var. Biliyorum. Eski Türkiye diliyle konuşmuyor. İnsaflı. Endişeli. Demokrat. Hukuki. Olanı biteni müdakkik bir iz’anla izliyor.
Aklını, vicdanını ve ruhunu hiçbir kampa satmamış bu aydın, ülkenin siyah-beyaz düşünce ikliminde kendi yerini, kendi rengini arıyor.
Bu Ülke’nin olacaksa eğer bir gün beklenen o felahı, büyük bir dayanışma ruhu ve özverili çalışma ahlakıyla mücehhez, her türlü önyargıdan azade, bu topraklarda tarihin akışını değiştirecek, onurlu, münferit ve müstakil ruhlu aydın kesim ile tahakkuk edecek…
Engin bey sizi hem taktir ediyor hemde cok kiziyorum. Takdir ediyorum cunku bu platformla insanlarin azda olsa sesinin duyulmasina vesile oldunuz. Cemaatin diger medya mecralarinda bu mumkun degil. Buna ismail sezgin fuat baran dahil degil. Onlarda guclerinin yettigi olcude dogru bildikleri yolda samimi bir sekilde mucdele ediyorlar.
Merak ettigim nokta herhesin sorumlu aradigi zamanda ben kendimce yasadiklarim ve bildiklerim dogrultusunda sorumlularin isimlerini yazdim bu yorum kosesinde. Ama siz bunlari hemen cikardiniz. Bunu biraz anlatabiliyorum ama yinede size yakismadi. Biliyorum cok buyuk baski altindasiniz. En tepelerden ve mahalleden buyuk baski oldugu kesin. Susarak susturarak sansurle gercekler ortulemez. Mahalle bakkali yonetir gibi migross zinciri yonetemezsiniz. He nin ve abilerin en buyuk yanlisi buydu.50 sene onceki sistemi hic degistirmeder. 2-3 bazende 5 kisi koca bir yapiyi yonetti ve sonuc ortada. Ayni modeli turkiye yi yoneten kisi erdoganda yapiyor ve gorunen o ki allah dan bir mucize olmazsa ulkede tipki cemaat gibi paramparca olacak hem fikri hemde fiziki. Turkiyeyi yonetenler nasil halkin herseyi bilmesine gerek yok diyorlarsa cenati yonetenlerde ayni sekilde cemaatin bilmesine gerek yok dediler ve halada diyorlar. He eskiden istihbarat ve kamu burokrasisinden gelen bilgilerle karar aliyordu ve cemaati yonetiyordu simdide ruyalarla. Ama hep pozitif ruyalar servis ediliyor hic kotu ruya yok. Boyle bir modelin duzelmek istememesi son derece normal. Sistem ve yonetim sei degisirse %90 ni makamlarindan guclerinden olur ve bundan dolayi bunu kabul etmezler ve sonuna kadar direnecekler.
Hic olmazsa engin bey siz onlarla birlikte hareket etmeyin.
Hocam yapıştır geç admin onayı yok yorumlarda, biri şikayet etmeden yorumun kaldırılmaz, biri seni takip ediyorsa a.k. diye ismiyle yapıştır geç, ama ispatlanması güç şeyler diyeceksen yani dediklerin %100 doğru bile olsa okuyan kişiyi nasıl ikna edeceğini düşün. Ya da isim vermeden soyutlaştırarak yapıştır geç onu biri şikayet etse de kaldırılmaz.
Kimseyi ikna gibi bir gayem yok. Ama hala masumlarin acilarinin somurulmesine ve yalanlara devam edilmesine tahamul edemiyorum. 30 yillik hizmet gecmisimi noktaladim. Bundan sonra magdurlara elimden geldigin e destek olmaya calisiyorum. Cok derin acilar var ama afalar sta atlarinsan zerre taviz vermiyorlar. Istihbaratcilik kafasinin cemaati getirdigi nokta bu.hala devam ediyorlar cunku yanlis yapmadiklarini dusunuyorlar.
Agalar standartlarindan zerre tavuz vermiyor olacakti. Gozlerim telf nun tuslarini tam gormuyor.
hocam tabanı ikna edecek argüman sürmezsen tabana nasıl faydan olacak. hem tabana destek olmak istiyorsun hem de ikna gayem yok diyorsun. Yüz yüze görüşürken bu iknayı yapabilirsin, ama burada yazarken sen kimsin ? 30 senelik hizmet geçmişi olan biri mi yoksa bir aktroll mü yoksa hizmet trollü mü yoksa nurettin veren gibi davutoğlu gibi her naneyi yiyip yiyip en son azil edilince eleştiri yapanlar gibi misin? Bunları bilemiyoruz , o yüzden ikna gayen olmalı daha ayağı yere basıp yazmalısın, öbür türlü elinde bir hakikat var sen pazarlamasını yapamıyor olursun. Elinde elmas varken pazarda patates satanlar gibi satma.
A.k diye yapistirinca ne anlayacagiz?
Ahmet Kara mi yoksa Ahmet Kurucan mi? Ikisine de gider ama ikisinin de biraktigi izler bir birinden farkli. Belkide bir tasla iki kus vurursun.
Son gunlerde malum meshur konu, Nefis Muhasebesi ve Hubbu Cah.
Herkes bilir(bilmeyende ogrenir) A.k. kendisini CB ve BB daha ustun daha onemli gorur kendini. Ayrica Hizmet icerisindekilere, milletin sundugu imkanlari yerken, sorgulanmamak icin, soylediklerinin, ayni HE den gelmis gibi oldugunu soyler. Cunku, onun imamidir. Yani A.K. soylemisse HE soylemis demektir! Yani, A.K. bircok yerde soyledigi, kufurler de, anlasilmasi icin azicik acik yazacagim, Serefsiz, Adi, A.. gibi kufurler ve yaptigi isler ve eylemleri HE de mi soylemis, yapmis mi demek oluyor?!!!!
Diger A.K da genelde duyup, gorup, sahit oldugu halde sesini cikarmamis susmustur..
Hadi size ve sizin gibi Âli abilerinize Nefis muhasebesi ve manevi hastaliklariniza teshis olmasi umidiyle.
Hulasa, A.K. icin kisaca Asena Kariyeri de diyebiliriz..
(Engin Bey, sende hhe, A.K yi cok sevdigini soylemistin daha once. A.K.’lar ve onun gibiler icin bu roportaj ve yorumlar son virajlardan onceki uyari levhalari…)
adamı şikayet ediyorlar ahmet koca nickiyle bir şey yazınca bende başka isim kullan diye dedim a.k. yı , yani kendi ismini öyle yazcak, yoksa hakkında bir şey diyeceği kişileri a.k. diye yazmayacak. ya da ahmet kara hakkında bir şey diyecek de ben ahmet karayı a.k. diye göster falan demedim .
Ayrıca bir bayan olarak nasıl ahmet karayı bu kadar net biliyorsunuz. Bayanlar hizmette o kadar yükselebiliyor mu
Ahmet Bey, A.K yi bilmek icin hizmette yukselmeyi birak, hizmette olmak bile gerekmiyor.
Tabanda iclerinde tanidigim guzel, sadece isini, ogretmenligini yapan insanlar vardi. Birtanesi A.K yuzunden cok magdur oldu. Bir yonuyle iyikide olmus. Gerci kendisini toparlamasi bir kac seneyi aldi ama simdi Turkiye de ciddi bir yerde calisiyor.
Aslinda, A.K gibilerin hizmet yaptirmamak icin onlarin aralarinda olmasi cok guzel, hemde ekibiyle. Ozellikle, Tabandakiler er yada gec hizmet dedikleri seyin gercek yuzunu gorecekler…. Bugune kadar gorememis olmalari ayrica cok uzucu.
Ha birde, biz bayanlar cok seyi biliriz.
Falanin esinden, filanin esinden kendi toplantilarimizda duyariz bir sekilde.
Oyle degil mi? 🙂
neden osmanlıca kelimeler kullanılmakta ısrar ediliyor.Dil daha mı çekici hale geliyor.Madem bu kadar iyiydi neden risaleler sadeleştirilidi.
Dünya ve Türkiye, yalanlar üzerinden yönetilmeye çalışılıyor. Yönetimin olduğu her yere ya yalan yada gerçekleri olduğu gibi anlatmama üzerinden algı operasyonları yapılıyor. Gerek iktidarlar, gerek muhalifler, ve gerekse stklar olsun devlete ve millete hizmet etmek yerine (bunu yaptığını iddia ederek) devleti ele geçirme gayretini örtbas etmede kullanıyor. Burada can alıcı soru şu, Eğer bunlar devleti ele geçirmeye çalışıyorsa devlet kimin elinde. yada herkes ele geçirme derken kendi paralel devletinimi kurmak istiyor.
acaba içinde bulunduğumuz durum, akp devleti ele geçirme işinde kendisini arkadan vurduğunu düşündüğü cemaat ile yollarını ayırarak, diğer islamcı kesimlerle, kendi paralel devletini milli irade yalanının arkasına sığınarak oluşturmak olarak tanımlanabilirmi?
Ne alaka yahu? Halkın reyiyle iktidara gelmiş partinin kadrolarını hangi kafayla paralel devlet olarak yaftalarsın? Ne paraleli? Halk, devlet sen ol demiş zaten partiye oy vererek ve tek başına iktidar yaparak!
Cemaat de çıksaydı siyaset meydanına, endamını görseydik. İktidar ya da iktidar ortağı olsaydı, hiç kimse kadrolarına laf edemezdi. Çünkü o zaman, o kadroları halkın rızası hilafına devleti gasp etmek için kullanmazdı.
halk akpye yasama+yürütmeyi emanet ediyor, yargı ve tüm bürokrasiyi değil, kpss sınavını kaldırıp sözlü mülakat ile istediği adamı alamaz , ayrıca yargıda kadrolaşamaz, emanet edilen şeyler bunlar değil. PKK kendi mahkemelerini kurduğunda direk paralel devlet yapılanması diye lanselendi. Akp de kendi mahkemelerini kurarsa aynı sıfatı yer. Ayrıca akp dışındaki tarikatlar ülkücüler vs. kim kadrolaşıyorsa bunlara hiç kimse yetki vermedi kadrolaştığı an paralel devlettir. Olan hep bireysel takılan garibanlara oluyor.
daha türkiyede devlet kim hükümet kim halkın reyi ile kim iktidar olabilmiş onu anlamadan bu şekilde yorum yapmalım lütfen.
cemaat çok iyi anladığından mı bu hallere düştü!?
bu sorunun cevabını ceamaat adına konuşanlar versin ben değil.
Comments are closed.