Engin Sezen,

“Günler bir bir geçmekteler

Kuşlar gibi uçmaktalar…”      Aziz Mahmud Hüdayi

Pazartesi.

Yeni yılda.

İnşallah bu haftasonu.

Bu gece.

Yarın sabah.

Nasipse tam 40 yaşında…

Doğumgünümde…

Kendime geleceğim, kendime bir çekidüzen vereceğim!


Bu Cuma…Gelecek ayın başında. Sonunda. Bu Ramazan. Bu Kurban. Bu Bayram.

Regaip Kandili. Beraat Kandili. Miraç Kandili…

Leyle-i Kadr…işte o kutlu gecede.

Falan iş bitince. Fülan mesele hallolunca.Feşmekan kişi gelince. Feşmekan kişi gidince.

Kafayı iyice dağıtınca… Kafayı bulunca. Kafayı büsbütün toplayınca.

Kendimi bulacağım!


Perşembe gecesi. Yılın en uzuuun gecesi. Şahlanıp arş-ı alaya pervaz edeceğim!


Sınav geçince.

Sınıfı geçince.

Diplomayı alınca.

Öğrencilik bitince.

Nişanlanınca.

Evlenince. Çocuklar büyüyünce.

Boşanınca.

İş bulunca. İş kurunca. İşi oturtunca. İşi bırakınca.

Seçimler bitince. Bu hükumet gidince.

Emeklilik gelince. Biraz da kendime bakacağım!


Önümüzdeki Pazartesi. Yok Perşembe. Bu mübarek Cuma günü. İçeri girince. Dışarı çıkınca.

Mahkeme gelince. Bu dava bitince. . Meriç’i geçince.

Sınırları aşınca… kendime kavuşacağım.

……


Kırmızı kar yağınca.

Ayılar kavağa çıkınca.

Sabah kalkınca. İşe gidince. Kahvemi içince.

COVID geçince.

…….

Sayılı günler tükenmekte… “Her dem yeniden doğarız” diyor ya Yunus’umuz; elverir ki “usanmayalım…” Her dem doğarız, tekrar be tekrar…

……

Ne zaman kendine geleceksin, kendin olacaksın, kendini bulacaksın!..

Bulacak mısın? Tahammülün, cesaretin var mı!

Ne zaman doğrulacaksın, gözlerini sileceksin, hayal ile hakikati tefrik edeceksin, hakikate ereceksin, bir eşyadan diğer eşyaya koşup durmayı terk edeceksin! Ne zaman üstesinden geleceksin şu “kahrolası” alışkanlıklarının, ne zaman aşacaksın darlıklarını; ruhunu yaralayan, bedenini sömüren, hayat enerjini emen zaaflarının üstesinden ne zaman geleceksin!…Seni maddi manevi geri bırakan şu zalim itiyatlarının, ataletin, tenperverliğin… bedeni, ruhi ve zihni mahbusiyetinin, makusiyetinin…ne zaman!… Ne zaman bırakacaksın fakatların, amaların ardına saklanmayı, kendini kandırıp durmayı! Ne zaman kendin olacaksın!

Bu sabah?

İradenin hakkını vermeye niyetliysen, kararlıysan…Bir şey-ler yapmayı, değişmeyi düşünüyorsan… ŞİMDİ’den daha güzel zaman, BURADA dan daha iyi bir mekan olamaz!


İşte yeni, yepyeni bir yıl… 356 gün. 51 hafta…

Sayılı gün tez geçiyor dostlar. Her saniye ve aşireyi özümüze, ruhumuza tevessül eden idrak yollarımızı açmamız, kendimizi derlememiz, toparlamamız, yeniden doğmamız ve dirilmemiz, dünyevi basübadelmevtimiz için birer vesile kılmamız kararlılığıyla!


Niyazi Dede’yle bitirelim:

“Vasl-ı Hak olmaga eylersen heves

Aşka ulaş gayrıdan gönlüni kes”