Engin Sezen

“Görenedir görene,

Köre nedir köre ne!”

Şöyle bir nazar kılsak etrafa; kendi hayatımıza, özümüze çevirsek nazarlarımızı bir anlığına, envai mucizelerle, fırsatlarla, imkanlarla, nimetlerle kuşatıldığımızı, sarıp sarmalandığımızı görmekte hiç zorlanmayacağız! Gören, görmek isteyen gözler için, alelade sandığımız gündelik işlerimizde dahi nice mucizevarilikler… minnettar ve müteşekkir olacağımız nice nimet…

Mesela, benim şu an şu satırları yazıyor olmam, sizlerin okuyor olmanız, yazdıklarımız, okuduklarımız hakkında kimi düşüncelere dalmamız… Bunlar hep birer mucize değilse, nedir!

Tekrarında fayda var: Hiç bir şey sebepsiz değil. Hayatta tesadüfe yer yok. Var olanda da, olmayanda da hayır var, esenlik var. Bunu idrak ve kabullenmek hayati bir aşama… Bunu görene, duyana, fark edebilene selam olsun…

Bir yandan, hepimiz “her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsak” hayatımızı kendimizce idrak ediyoruz, tecrübe ediyoruz; kendi hayat hikayelerimizi yazıyoruz, yaşıyoruz; bu hikayeleri taşıyoruz gittiğimiz her yere, ve oralarda onları tekrar be tekrar yeniden yazıyoruz, yaşıyoruz…Umut, hüzün, saadet, zafer, yenilgi, huzur, ıstıraplarla dolu; bitiş ve tükenişlerin yeniden başlayışlarla içiçe olduğu kişisel hikayelerimizi…

Hayat daimi bir değişimden ibaret… Her dem yeniden doğuyoruz; ve hayat bize, an-be-an özümüze doğru yaptığımız yolculuklarda kendimiz olmamız istikametinde yeniden başlayabilmemiz için nice mucizevari fırsatlar sunuyor! Her değişim, her sabah, her an… bağrında nice imkanlar saklıyor.

Genelde, en güzel dersleri, zamanında bize en zor gibi gelen hayat tecrübelerimizden alırız. Neticede, o zorluktan bir hayır, bir kolaylık zuhur eder. Sonradan, çoğu kez de çektiğimiz bu sıkıntıları hatırlamayız bile. Musibet anında görebilmek zor olsa da, Allah’ın muztar kaldığımız her bir zorluk için bize bir kolaylık sözü verdiğini unutmayalım!

Hayat böyledir. Falan olayın başımıza gelmesindeki sebeb-i hikmet, feşmekan kişinin karşımıza çıkmasındaki sebep…eğer bütün bu tecrübelerimizi, hayatla biteviye kurduğumuz müteselsil münasebetleri can kulağıyla, ruh kulağıyla dinleyebilirsek… olan biten her türlü “maddi münasebet ve alaka”nın manevi bir veçhesinin, ruhani bir cihetinin de olduğunu göreceğiz. Bu tecrübeye kalben ve zihnen açıksak eğer, bunu gözlerimiz de görecek…

Evet, hayat bize her dem olduğu gibi, bu sabah da, velev ki zahiren kötü gibi görünen her türlü olumsuzluklar olsa da, bizim daha iyi işler yapabilmemiz, daha iyi bir hale gelebilmemiz için sayısız mücizevari fırsatlar, imkanlar sunmaya devam ediyor. Elverir ki doğru noktadan bakabilelim…

İlerleyen sabahlarda bu konularda daha spesifik yazabilme niyetiyle…