Mehmet Akar, The Circle

İçtimai hareketlerde bozgun dönemleri, zayıf insanların nazarlarını dışarıya çevirdiği, başkalarının çürük esaslarından payanda aradığı dönemlerdir.

Kendilerini muvaffakiyete taşıyan esaslardan uzaklaştıkları akıllarına gelmez veya böyle bir muhasebe, yola girmek istemeyen nefislerine zor gelir.
Böyleleri ülfeti marifet zannettikleri için kendi değerleri içerisinde yiv yiv derinleşemez, ilk günlerin orijinalitesini ve lezzetini köseleye dönmüş kalpleri ile yakalayamazlar.

Osmanlı Devleti 17. yüzyılın sonlarına doğru bozgunlarla ve mağlubiyetlerle tanıştı. Bu bozgun ve mağlubiyetler, idareye, eğitime, ekonomiye kadar her sahaya süratle yayıldı. Veya bunlardaki bozulma mağlubiyeti netice verdi.

Osmanlı durumu düzeltmek için çareler aradı. Fakat çareyi kendisini cihan devleti yapan unsurlarda değil de, kendisini mağlup eden can düşmanlarının tavsiyelerinde aradı.

Yeniden eski gücün kazanılması, yeni kurumlar ve yeni anlayışlarla sağlanacaktı. Heyhat ki ne bu yama kurumlar Osmanlı’nın derdine merhem olabildi ve ne de ellerinde o kurumlardan beklenen neticeye hizmet edebilecek donanımlı, samimi kadrolar vardı.

Koca bir devlet, kendinden olmayan kurumların ve kendi değerlerini kötülemeyi, değerlerinden kaçmayı meziyet zanneden insanların imdadına kalmıştı. Ruh kökünden kopmuş bu insanlar ve onların getirdiği reçeteler, sadece kopuşu ve dağılışı hızlandırmaya hizmet etti.

Osmanlı, bu bozuk bakıştan ötürü zehirle tedavi olmaya çalışan bir hastaya dönüştü.

İster itiraf edelim ister romantik sözlerle kendimizi kandıralım, bugün hizmetimiz mağlubiyet üstüne mağlubiyet, bozgun üstüne bozgun yaşıyor.

Kardeşlerimiz bu durumdan kurtulmanın, yükseliş günlerine dönmenin çarelerini konuşuyor.

Bu çareleri, bizi ülkemizde ve dünyada muteber yapan değerlerimizde değil de, ülfet ve ünsiyet körlüğüyle ehl-i dünyanın mantığında ve çarelerinde ararsak, kendimizden kopuşumuzu hızlandırırız. Yok, bizi biz yapan talebe-i ulum olma ve marifetullah derslerinde ararsak, savrulma gibi görünen bu süreç, farklı bahçelerde yeni yeni çiçeklerle açmamızı netice verir.

Bazıları bilgimizle değil, samimiyetimizle gittik diyebilir. Evet, ama ihlasınızı da o marifetullah derslerinden aldınız.

Suçlamıyor, kötülük yaptınız demiyorum.
Elbette biz bize isnad edilen yanlışları yapmadık. O çirkinlikler iftira sahiplerine ait… Suçlarını, günah keçisi yaptıkları masumlara atıyorlar. Dediğim o değil… Kötülük yapmış olmak başka bir şeydir, kıvamını koruyamamak, geliştirememek başka şeydir.

Yapmamız gereken, hizmete başladığımız günlerdeki halimize ve itibar ettiğimiz şeylere bakmak… Neyle ne kadar meşguldük, nasıl bir ruh hali ile hizmet ediyorduk, bunu düşünmek.

İnsanlar bizim idarecilikteki maharetimize, içtimai meziyetlerimize gelmedi. Maneviyatımıza, marifetullah derslerimize geldi.

Merkezde rızayı İlahiyi tahsil etmek arzumuz, ihlasımız ve o tatlı derslerimiz vardı, diğer şeyler bunlara bağlı ve bunların ardındaydı.

Biz birinciyi arkaya atar ikinciyi öne çıkarırsak, motora ehemmiyet vermeyen ve arabayı yürütenin oturduğu koltuklar olduğunu zanneden cahillere döneriz.
Yeniden, hareket ettirici ana unsura dönmeden bu yerden çıkıp ilerlememiz mümkün değil…

Osmanlının yaptığı hatayı yapmayalım, aramamız gerekeni düşürdüğümüz yerde arayalım. Dışarıda bulamayacağız.

Vesselam…

2 COMMENTS

  1. Osmanlı mı çare aramış ? Kim aramış ? Erdoğan’da ekonomi batmasın diye çare arıyor ? O batı dediğiniz düşman dediğiniz kişiler çok mantıklı çareler söylüyor ama dinlemiyor, çare aramak başka, aynı şekil devam edeyim ben ama ülkede batmasın diye çare aramak başkadır. Osmanlı’da aynını yapmadığı ne malum, padişah reform yapmaz demokrasiye geçmez ama ülkenin kurtulması için çare aramış olur. ”kendisini mağlup eden can düşmanlarının tavsiyelerinde aradı.” bu laf tamamen duygusal, batı tavsiye vermiyorduki ülkedeki aydınlar batıyı örnek alıyordu, şimdi olduğu gibi Türkiye’ye bugün batı tavsiye veriyor diye batmıyor, batının dediklerini yapıyormuş gibi yaptıkları için batıyor, osmanlıda aynını yaptı sonra battınca batının dediğini yaptık batıyoruz oluyor.

    ^^kendi değerlerini kötülemeyi, değerlerinden kaçmayı meziyet zanneden insanların imdadına kalmıştı. Ruh kökünden kopmuş bu insanlar ve onların getirdiği reçeteler, sadece kopuşu ve dağılışı hızlandırmaya hizmet etti.^^ Necip Fazıl kısa kürek lafları bunlar, böyle böyle diye diye geldi siyasal islamcılarda iktidara gördük ne halt yediklerini, FG anlayışıda bu , ruh kökünden kopmamış alnı secdedekiler gelince devlet kurumlarına her şey değişicek lafları, Tamamen saçmalık, iktidarı ele geçirmenin altyapısı düşünceler. Erdoğan’da şuan Yurtdışına göçen insanlara defolup gitsinler kendi ülkelerini değerlerini kötülüyorlar orda diyor, ruh köklerinden kopmuş diyor. ONCA şey oluyor hala kafanızdaki düşünceler aynı, ERDOĞAN NFK siyasal islamın fikirlerini içinizden atamıyorsunuz, adamlar hapiste fikirleri iktidarda derler ya aynen o .

    Hizmetin asrı saadetine fabrika ayarlarına dönelim 1970 ler mi 1980 ler mi hangi yıllarsa ona dönelim diyonuz yani. Kemalistlerin 1923 ayarlarına dönülsün lafından hiç farkı yok. Hizmetin sıkıntısı sadece kişiler zaten demi, o kişiler acaba nasıl ortaya çıkıp o kadar yükseliyorlardı hiç düşünmez misiniz, kişiler sadece sonuçtur. Hizmetin sisteminde de ciddi sıkıntılar var temel fikirlerinde de ciddi sıkıntılar var.

    Son olarak sizin kafanız OSMANLIYI kurtaramadığı gibi Hizmeti de kurtaramaz. Yanlış demiyorsunuz son kısımda dediğiniz doğru, ihlas önemli diyorsunuz. Bugün Akp’ye de ben batıyorsunuz eski ihlaslı günlerinize dönün diyim o zaman böyle tavsiye olmazki, Batı çok mu ihlaslı çok mu inançlı çok mu namaz kılıyorlar, Hayır , Ama adamlar batmıyor, suç oranları patlamıyor niye ? Sistemi kurmuşlar çünkü insana güven olmaz insanları ihlaslı yapmak ile uğraşılmaz, insanlar genelde kötüye kayar , bir yapının değişmesi için içindeki insanları değiştirmeye odaklanmazlar, bir sistem kurarlar trump gibi ihlassız biri de gelse hiç bir şey edemez. Adil öksüz gibi birine ihlaslı ol diyerek mi sorunu çözceniz, böyle insanlar her zaman çıkar her yerde çıkacak önemli olan sistemi düzgün kurmaktır. Batı bu konuda en iyi örnektir, hizmette bu konuda en kötü örnektir. Tüm sistemi insana güvenerek kurduğu için üyelerinin %99 %95 %90 belki kaçsa işte ihlaslı olmasına rağmen batmıştır, batı ise belki %30 ihlaslı adamla çarkları çevirir. 300 yıl mı 500 yıl mı kaç yılsa Osmanlıda hala aynı kafa ihlaslı namazlı daha çok kuran okuyanlar gelince düzelceğiz kafası, yok böyle bir şey, hizmette o oran %90dan fazlaydı ama gene beceremedi. Becerilmiyor zaten 300 yıldır da aynı şeyler denenip duruluyor, hala batıya mı uycaz Osmanlı uydu diyorsunuz, Osmanlı batıya falan uymadı, kimseninde batıya uyduğu yok, batıya uysanız şeffafiyet demokrasi olur, şu demokrasi ne kadar önemli anlaşılmıyor ki, hareketin içinde demokrasi olsa, kimse GÜlen ağzına bakmak zorunda kalmazdı bilgi sadece Gülen’de birikmese bu kadar çaresiz kalınmaz, herkes düşündüğü fikir ürettiği için çok daha güçlü bir yapı olunurdu. Rüyalara cartlara zurtlara bakılmazdı. Diktatörler her zaman batar, tek başına karar alırlar tek başına düşünürler. Batı o gücü milyonlara yaymış, Türkiye’de 2010 sonrası Tek erdoğan var öncesinde de belki 30 kişiye yaymış o kadar. Hizmette FG var , karar alan kaç kişi varsa 50 mi 10 mu o kadarlar işte, kafalarda fuatavni. Böyle yazınca karar alıcıları eleştiriyormuş gibi oluyoruz bazıları kişisel hataları sürekli eleştirip kişiler üzerinden falan hizmete vuruyor, ben direk üst tarafın ihanet içinde olduğu görüşündeyim, hata yok ihanet var. Basit kişisel hatalar falan değil yani, yok ülke abisi ülkeden ilk kaçmış hala maaşını tam alıyormuş falan , hiç umrumda değil bunlar, direk Gülen’e bakarım , Gülen’ in susması kadar büyük ihanet yok, gerisi küçük şeyler. Yani ihlasa dönülse ne olacak, Gülen’i hareketten koparmak mümkün mü? Kaldırabilcek mi insanlar bunu, hiç biri kaldıramaz , adil öksüz ilgili ne kadar güçlü delil çıkarsa çıksın hüznüzan(saflık) tercih ediliyor, aynı deliller başka kişi için olsa adamı asarlar , %1 hata payı var belki ama o %1’e yaslanılıyor. %100 ispatı olmuyor bazı şeylerin, fikirleri değiştirmekte çok zor, sen Gülen’i mehdi müceddit olarak gördüysen ve görüyorsan bu kesinlikle Onun suçudur. Tüm tarikat liderlerinin yaptığı şeyler, müritleri anlatır durur uçuk hikayeler ama müdahele etmezler sonra noluyor ortalık mehdi müceddid kaynıyor, tabanda fikirler zihin gelişmiyor sonra yüklet hepsine bylocku ve THE END.

    • Allah senden razı olsun. Bende birşeyler karalayacaktım ama siz çok güzel yazmışsınız. Teşekkürler.

Comments are closed.