M.Ertuğrul, The Circle
42 yaşında nedenini anlamadan, suçu ispatlanamadan işkence altında öldürülen bir tarih öğretmeni Gökhan Açıkkollu..
İstanbul Ümraniye Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lise’sinde tarih öğretmenliği yapan Gökhan öğretmen talihsiz 15 Temmuz darbe girişimi akabinde 23 Temmuz 2016’da evinden gözaltına alınır. Hayalleri vardır, mesleğine aşıktır.. öğrencileri tarafından çok sevilen, rolmodel bir öğretmendir. Aile babasıdır .Sevgi dolu gözlerle akşam babasını bekleyen dünya tatlısı çocukları vardır. Yaşantısı ile örnek, inançlı bir eğitimci ve aydın bir insandır.
Gözaltına alınınca önce eşini ararlar, telaş içerisinde emniyete gelirler. Merak ve endişe ile bir öğretmen nasıl bir suç işlemiş olabilir ki apar topar evinden geceyarısı alınır ?. Herkesin tanıdığı, okulda velilerin bildiği ve dürüstlük abidesi olan bir öğretmene nasıl bir muameledir bu yapılanlar.. Aile perişan, çaresiz evlerine dönerler.
14 işkence dolu gün geçirir Gökhan öğretmen, şeker hastasıdır, ilaçları verilmez. Günler ve uzun karanlık geceler boyu ” ben bu vatana, ve gençliğe hizmet etmekten başka ne yaptım ” diye düşünür, düşünür, düşünür…Ailesi, çocukları gözünün önünde tüllenir, gözyaşları ile bu ülkeye bedel ödeyen milyonlar gibi bir bedel ödediğinin şuurundadır. Ve en son direnci kırılan zayıf bedeni ve incelerden ince ruhu daha fazla bu ağır yükü kaldıramaz. Ruhunun ufkuna arkasında hayalkırıklıkları ,özlemler ve hasretler bırakarak yürür. Yalnız başına bir hastane köşesinde yalnızca Rabbinin varlığını duyarak ama yapayalnız şehitlik şerbetini içer.
Gökhan öğretmenden haber gelir ailesine günler sonra ama gelen haber ölüm haberidir. Cenazesini gelin alın denmektedir. Cenazeyi İstanbul mezarlığında defnetmeye müsade etmezler. Hainler mezarlığı diye birşey icat ederler. Babası Ayhan bey şoktadır. ” Benim oğlum hiçbir işe, hiçbir şeye karışmadığı ve hiçbirşey yapmadığı halde, nasıl vatan haini oluyor ? , çocuğumun ne suçu var ? Nasıl hain olur ? Ne yıkamaya, ne de kefenlemeye ne de cenaze namazı kılınmasına müsade edilmiyor ” diyerek feryat eder. “Gözaltında ifadesi bile alınmamış ” der gözyaşları ile..
Bir aile daha yıkılmış, suçu ispatlanmadan bir vatan evladı daha kıyıma uğramıştır.
“Eğer bir insan kendine böyle bir misyonu seçmişse, bu insan asla ülkesine, ülkesinin siyasi birliğine ve sosyal barışına ihanetle suçlanamaz. “Benim gibi düşünmeyen haindir.” retoriği, totaliter rejimlerden kalma kötü bir mirastır. Özgür bir zihin tabii ki resmi görüş ve ideolojik katı blokajlara karşı olur. Ama daha özgür, daha insani ve herkesin kendi kaderini ellerine aldığı ve sonuçlarına katlandığı bir dünyayı mümkün kılmak ister.”
Gökhan öğretmenler bu ülkeye ve insanlığa ilaç gibi, hava gibi,şu gibi ihtiyaçtır. Bu dünyada veya öbür dünyada er geç bu haksızlık ortaya çıkacaktır. Bugün bu zulme ortak olanlar yarın bu zulmü yaptıkları insanların ve ailelerinin karşına çıkarılacaklardır. Nasıl yüzlerine bakacaklar demiyorum çünkü o gün “yer yarılsa da içine girsem” denecek günler olacaktır.
Yazarın Önceki Yazıları