Hasan Yılmaz, The Circle

Alkollü içki tüketiminin bazı Avrupa ülkeleri ve Kanada dahil Kuzey Amerika’da yıllarca yasaklandığını pek çoğumuz bilmeyiz. Aksine içki yasağının sadece Müslüman ülkelere has bir özellik olduğu gibi bir yanılgıya da düşeriz.

Avrupa’da başlayan ve Kuzey Amerika’yı da etkisi altına alan Prohibition (Yasak) 1800’lü yılların ortalarında başladı ve bazı ülkelerde 1950’li yıllara kadar devam etti.

Protestanların başını çektiği çeşitli sivil toplum kuruluşları, özellikle de kadınlar bu yasağın uygulanmasında büyük rol oynadılar. Yani bizim ülkemiz insanlarının tabiriyle dinciler böyle istedi.

Alkollü içecekler açlığın, işlenen suçların, hastalıkların ve aile içi şiddetin sorumlusu olarak gösterildi.

Kanada’nın bazı şehir ve kasabalarında alkol yasağı 1800’lü yılların sonlarına doğru başladı. Ülke genelinde alkol yasağı için 29 Eylül 1898 yılında bir referandum bile yapıldı. Bağlayıcılığı olmayan bu Referandum sonucuna göre halkın yüzde 51.2’si evet oyu kullandı. Oylamaya karşı hayır oyu veren tek eyalet ise yüzde 80’le Quebec oldu.

Eyaletler bazında ilk yasağı uygulayan eyalet 1901 yılında Prince Edward Island oldu. Bu eyaleti 1916 yılında Alberta ve Ontario takip etti. Quebec ise yasağı 1919’da kabul etti, ancak halktan gelen tepki üzerine kısa bir süre sonra yasağı kaldırdı.

1917 yılında Kanada hükümeti alkol derecesi yüzde 2.5’ten fazla olan içkilerin ülkeye ithaline, yasağın uygulandığı eyaletlere nakliyesine ve üretimine yasak getirdi. Barlar, meyhaneler kapatıldı. Tüm halka açık alanlarda ve etkinliklerde alkol yasağı başladı.

I.Dünya Savaşı alkol yasağının başarılı olmasında etkili oldu. Alkole karşı kampanya düzenleyenler  alkol almayan askerlerin daha başarılı olacaklarını ve savaştan geri döndüklerinde daha sağlıklı bir çevreyle karşılaşacakları görüşünü de savunuyorlardı.

1918 yılında ülke genelindeki alkol yasağı War Measures Act’ın bir parçası halini aldı.

Ancak, alkol yasağının uygulanmasında sorunlar çıkmaya başladı. Üretiminin, satışının ve içilmesinin yasaklanması sonrası kaçakçılık olaylarında artış görüldü. Kaçak üretim ve satış yapanlarla içenlere çeşitli hapis cezaları verildi. Bu dönemde cezaevlerinde doluluk oranları tavan yaptı. Suç örgütleri ortaya çıktı.

ABD’nin Chicago şehrinde faaliyet gösteren ve en büyük geliri kaçak içkiden olan Al Capone liderliğindeki suç örgütünün kolları Ontario eyaletine kadar uzandı.

Kanada’nın simgelerinden birisi haline gelen zencefil sodası markası Canada Dry, bu dönemlerde üne kavuştu. Zencefil sodasının içine kaçak üretilen ev yapımı likör karıştırıp içiliyordu.

“Fayda sağlamadığı ve halkın alkol kullanmasını engellemede yetersiz kaldığı” gerekçesiyle alkol yasağına karşı bazı gruplar tarafından eyalet ve federal düzeyde lobi faaliyetlerine başlandı. Yasak kalksın ancak katı kurallar getirilsin dendi.

Sonunda eyaletlerdeki alkol yasakları 1920’li yıllarda yavaş yavaş yürürlükten kalkmaya başladı.

1920 ve 1925 yılları arasında 5 eyalet yasağa son verdi. Ontario’daki yasak ise 1927 yılında son buldu. Yasağa ilk başlayan eyalet olan Prince Edward Island ise 1948 yılına kadar uygulamayı sürdürdü.

Avrupa ülkeleri ve Kanada dahil Kuzey Amerika ülkeleri alkol yasağı ile uğraşırken Osmanlı’da da bir sivil toplum kuruluşu olarak “Hilâl-i Ahdar” yani bugünkü adıyla Yeşilay’ın temelleri atılır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra ise alkollü içki tüketmek Batılılaşmak olarak empoze edilir.

Türkiye Batılılaşırken! aynı tarihlerde Batı’nın alkollü içkilere savaş açması ve yasaklaması oldukça manidar.


Yazarın Önceki Yazıları

Kanada’nın İlk Türkleri

1 COMMENT

  1. Yasakla bir yere varılmıyor, alkol gibi en az 10 tane daha şey sayabilirim aynı etkiyi yapan onları da mı yasaklayacaksınız ? İnsanlar her zaman alkolün yerine geçecek yeni zararlı ikameler bulabilir. Bu konuda uyuşturucu içenleri hapse tıkmakla uğraşmak yerine aynı parayı uyuşturucu içenlere harcamak ile Portekiz olması lazım büyük bir başarı elde etmiştir.

    Siz abd’den örnek veriyorsunuz, genele bakmak lazım tek tek avrupaya, abd’nin diğer eyaletlerine vs. Gerçekten 1850-1950 arası yasak mıydı.

    Müslüman ülkelerindeki içki yasağınında çıkmazı şu, şimdi batıda geçmişte yasak şimdi değil adamlar bunu bir ilerleme olarak görür, nasıl kadınlar o zaman oy kullanamıyordu şimdi kullanabiliyor onun gibi. Ayrıca geçmişte zararlı diye mi yoksa kaçakçılık yapanlar para kazansın diye mi yasaktı vs. vs. Osmanlıda da içki yasağı yok diye biliyorum. Zaten dinin yasak ettiği her şeyi yasaklayıp nasıl bu dünya imtihan dünyası diyeceksiniz, islam gerçekten neyi emrediyor? Ülkede çoğu kişinin ateist olduğu malum nasıl bunlar üzerine mahalle baskısı kuracaksınız ? Madımak olaylarıyla 1980 darbesiyle birlikte değerlendirin bunları. Avrupa ülkesinde alkol yasak olmasıyla Müslüman bir ülkede yasak olması bir değil, müslüman bir ülkede yasak konuyorsa içmeyenlerin bile bunu sorgulayıp faşizmin ayak sesleri mi bu demesi lazım.

Comments are closed.