İsmim G.B. 1987 Doğumluyum. Üniversitede, Biyoloji Bölümü okudum. Mezun olduktan sonra 8 yıl Hizmet Kurumlarında çalıştım. Öğrenciliğimden beri değişik vazifeler aldım. Yurt müdürlüğü ve bölgecilik yaptım. Şu an halen ilçe ablalığı suçu ile yargılanıyorum.
17 Aralık Süreç’inden bu güne gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Bence, 17 – 25 Aralık olaylarından sonra, bir kesim fişlemelere, izlemelere devam ederken, Hizmet Hareketi de kendi geçmişine tezat uygulamalara imza attı. Zaman Gazetesi Eylemi gibi bir eylem, ya da benzeri bir toplanma Hizmet Hareketi geçmişinde görülmüyor.
Gazete eylemlerine, biraz yadırgayarak eşimle beraber katıldık.Gittiğimde beni çağıran kişiyi, eylemin yapıldığı yerde bir kafede otururken gördüm. Kendisi katılmamıştı. Ama bizim katılmamızı sağlamıştı. Boy boy fotoğraflarımızı çekiyorlardı eylem yerinde. Şu anda o fotoğraflar, iddianamelerde delil olarak karşımıza çıktı, aleyhimizde kullanılmakta. Yani fişleme yapacak olanlar saklı gizli yapmadılar ama bizde, kalabalıkların verdiği bir güven sarhoşluğu vardı o zamanlar. Nedenini ise hala bilemiyorum.
Diğer bir mesele Bankasya meselesi. Açıkçası, o tarihe kadar cemaatten olan herkes, Bankasya’yı kullanmıyordu. Banka elimizden gidecek, bankayı kurtaralım niyetiyle, herkesin bir şekilde para yatırması sağlandı. Eeee sonuç olarak banka yine kurtarılamadı. Ama o tarihte para yatırmaları , yatıranların iddianamelerine malzeme oldu.
Son olarak, kimsenin konuşmaya cesaret edemediği Bylock meselesi var ki, her yanı ile bir muamma. Hala sorular çok ama yanıt yok.
“Kesinlikle çok güvenli bir program. Asla ne konuşulduğu belli olmuyor. Kendi kendini siliyor” denilerek herkesin rahatça konuşması sağlandı. Hoş, içerikler geldiğinde de görüyoruz. Ve bu içeriklerde suç olacak bir durum yok. Orada çay içtik, burada sohbete gittik gibi cümleler var.
Kabul ediyorum, bylock olmasaydı ben yine tutuklanırdım. Dershanede çalışmışlığım var, sigortam var.
Ama üniversite öğrencileri, ya da başkasına hat aldığı için hapis yatan insanlar, tutuklanmayabilirdi diye düşünüyorum. Bunları havadan söylemiyorum. Bizzat tanıdığım koğuş arkadaşlarım var bu şekilde tutuklanan.
Süreç’i bireysel olarak nasıl tecrübe etmektesiniz?
Süreçte ailecek çok sıkıntılar yaşadık. Hala da yaşıyoruz. 15 Temmuz’dan hemen sonra eşimle beraber yakalama kararımız çıktı. 6 ay gaybubette yaşadık. Sonra yakalandık. 15 gün gözaltında kaldık. Tutuklandık. Ben bir yılcezaevinde kaldım. Eşim hala tutuklu. 3 yaşında bıraktığım kızım, tutuklu olduğum bir yıl boyunca dönüşümlü olarak akrabalarda kaldı. Şu an 4,5 yaşında. Hala babasından ayrı. Psikolojik problemler yaşıyor. Onunla ilgileniyorum.
Mahkemem hala devam ediyor. Bu aralar bir hüküm verilecek gibi. Her mahkemeye gittiğimde ailem ve evladım ile vedalaşıyorum. Bu beni çok yoruyor. Psikolojik olarak çok yorgunum, çok yıprandım. Belirli bir iş hayatım ve gelirim de yok. İş aradım. Ama büyükşehirde, kızımı kreşe verecek, kreş için servis tutacak kadar geliri olan bir iş bulamadım. Hala arıyorum.
Bu sürede beni en çok yoran mesele ümit tacirliği oldu. İlk defa, ‘ümit tacirliği’ tabirini duyduğumda çok acımasız bulmuştum. Şu an kesinlikle katılıyorum.
-“Az kaldı”
-“An kaldı”
-“Az dua ediyoruz”
-“Şükür namazı kılmaya başlasınlar”
-“Falan ayda bu iş tamam”
-“Bayramlıkları hazırlasınlar”
Bu ifadeleri artık duymak istemiyorum. Görüştüğüm arkadaşlarım da bu konuda hayal kırıklıklarıyla dolu.
Rahatça şunu ifade edebilirim ki, imtihana katlanmak, hayal kırıklığına uğramaktan daha kolay.
Böyle gaybi, mistik ifadelere gerek yok. Herkes başına geleni kabulleniyor zaten. Artık cezaevi, bizim için sosyal bir hal aldı. Hemen iyi olmayacak bir hastalık gibi. Bu nedenle keşke yeni hayal kırıklıkları yaşatılmasa. Ama tabi ki, bu konuyu dile getireceğimiz bir mecra da yok diğer meseleler gibi.
Olumsuz yönleri , çok imtihan yaşadım. İşimden, aile hayatımdan, özgürlüğümden mahrum bırakıldım. Maddi manevi sıkıntılar yaşadım, yaşıyorum.
Olumlu yönü ise, süreç beni edebiyata meraklı hale getirdi. Tek tip okuduğum kitapların yerine çesitli kaynaklar okumamı sağladı.
Şu anda da, küçük küçük cezaevi hatıralarımı yazmaya çalışıyorum, bugünlerden tarihe not düşme adına.
Hizmet Hareketi’nin geleceği hakkındaki düşünceleriniz?
Hizmet Hareketi’nin geleceği hakkında tahmin yürütmek zor. Ama bu bir iman hareketiyse ve Allah daha önce yoktan vârettiyse çok da ümitsiz olmamak lazım. Ama eski sistemiyle ülkemizde olacağını düşünmüyorum.
Ahmet Kurucan Beyefendi bir twit paylaşmıştı.
“Hizmet din değildir.” diye.
Evet, Hizmet din değildir ama dini değerleri hayatına, Hizmet Hareketi ile yerleştirmiş benim gibiler için, Hizmet çok şeydir.
Bu nedenle, tahliye olalı 7 ay olmasına rağmen ne hissettiğimi hala anlamlandıramıyorum.
Son olarak, Türkçe yayınlarınızı zevkle takip ediyorum. Kendimizi bir nebze de olsa ifade etme adına, bu tarz bir yazı dizisi programladığınız için çok teşekkür ediyorum.
Bank asyaya para yatıranlar tutuklanırken, darbeden hemen sonra öğretmen, çaycı, memur, hademe gözaltına alınıp hapse atıılrken.
16 yıl boyunca Bank Asya’da Genel Müdür Yardımcılığı yapan Ali Fuat Taşkesenlioğlu SPK Başkanlığı görevine atandı. hemde 17 nisan 2018 tarihinde akp tarafından.
bank asyanın sahipleri darbeden sonra işyerlerini yönetmeye devam ettiler. İhsan kalkavan tüm işlerini hallettikten sonra, malvarlıklarını ingiltereye kaçırdıktan sonra, elini kolunu sallayarak gittikten sonra hakkında 22-11-2016 tarihinde tutuklanma kararı çıktı. 15 temmuzdan tam 4 ay sonra.
muhasebesini vicdanlarınıza bırakıyorum.
Güzel bir yazı.
Bylock mevzu gerçekten aydınlandığında Hizmetteki çoğu mevzuda da aydınlanmış olur. Bu tip mevzuların bir dip dalgasıyla aydınlanacağını düşünüyorum. Nasıl demokrasiler halkların isyanlarıyla devrimleriyle başlamış, hiç bir padişah ya da diktatör tamam hadi ben gideyim demiyor. Haklar kazanımlar nasıl halkın talebi ve mücadelesiyle olmuş. Cemaat içinde de bazı şeylerin değişmesi tabanın mücadelesi ile olabilir. Şu 2 yıl bize bunu gösterdi. Bir hak istiyorsan mücadelesini vereceksin takibini yapacaksın, ABD zenciler mücadele etmeye başlayınca o haklarını kazanabildiler. Yoksa kimse ne kadar geri kalmış düşünceler ırkçılık diye bir şey olabilir mi falan demedi. Gene Türkiye’de başörtüsü yasağı, o zaman az buçuk bir demokrasi olduğu için halkın azınlığı halkın çoğunluğuna bir yasak koyamadı. Ama o azgın azınlık hiç bir zaman o fikirlerinden vazgeçmedi, kolay kolayda vazgeçmez. Cemaati küçük bir devlet olarak görüyorum, başlarındaki idarecilerden memnun değiliz, hesap sormak istiyoruz ve onlarda direniyor, geçiştiriyorlar. Bu bir dini hareket bunlar nasıl dindar gibi yorumlara girmeye gerek yok. Kolay kolay kimse koltuğundan kalmayacak gibi, kimsenin hesap vermeye niyeti yok. Hizmet içinde demokratik bir sistemde yok, bir sonraki seçimlerde gösteririz biz onlara diyebileceğimiz bir durum da yok. Ve ayrılmak insanlara daha kolay geliyor, insanlar ayrıldıkça yukarıdakiler gücünü kaybeder ama genede güç güçtür para paradır iktidar iktidardır. Hizmetin gene avantajı en tepedeki kişinin(Gülen) iyileriden olduğunu düşünmemiz. Eğer öyleyse ölmeden önce bir şeyler yapar inş. Öbür türlü Türkiye’de bu hareketi mahveden kişiler saltanatlarından vazgeçmeyecek gibi. Ve şahsen ben ayrılsam bile, bu tiranların başka insanları zehirlemesine, başka ülkelerde gene hizmeti zor duruma düşürmesine izin vermem. Ayrıca bize yaptıklarından dolayı içimde müthiş bir intikam duygusu var. Erdoğana karşı da var, ama onun işi 1 seçim kaybetmeye bakar, elinde sonunda o koltuktan düşecek o da. Ama hizmet özellikle Gülen ölürse, bu küçük tirancıklara geçecek gibi, bunlarında ilk fırsatı muhalifleri uzaklaştırmak olacak. Mesela Ahmet kurucan onlardan değil mi ? Sert çıkışları olmuştu değil mi ? O zaman ilk fırsatta onu postalarlar. İlk yapacakları iç temizlik olacaktır, daha sonra bu hareketi küçültüp kültleştirecekler. Hareketin daha fazla büyüme bir fark ortaya koyma gücü kalmayacak. Aynı Türkiye’deki tarikatlar gibi, ama genede devam edecektir. Erdoğan gitmediği sürece de ? işaretleri kalmayacak gibi, gene bu tirancıkları hizmeti kontrol ettiği sürece de ? asla kalmaz. Devlet ya da Hizmet ilk hangisi müspet bir dönüşüm geçirirse, bylock meselesini ilk o zaman öğrenebiliriz.
Benim üst tabakaya karşı görüşümü netleştiricen şey, bu ablanın dediği gibi ”’ Bylock meselesi var ki, her yanı ile bir muamma. Hala sorular çok ama yanıt yok.” Evet insanlar soru bekliyor, soru bekleyen insanlarda travma yaşamış psikolojileri bozulmuş, çok kötü şeyler yaşamışlar, ve bazen bir gülümseme bile sakada iken, bu insanlar çok şey istemiyor bazı cevaplar verin istiyorlar, rahatlayalım istiyorlar, hal böyle iken o cevapları vermeyenler de bana göre zulüm ediyor. Yani gerçekten Türkiye’dekilerin acılarını anlasalar ve iyi niyetli olsalar 6 ay sonra güzel şeyler olacak diye ümit tacirliği yapmak yerine, bylock mevzu şu şekilde olmuştur diye cevap verirlerdi diyorum. Bana bylock mevzunu anlatsa ben rahatlarım çünkü her gün haberlere bakıp bylock ile ilgili haberleri okumam, kafama göre şeyler kurmam. Bu abla rahatlar mı bilmiyorum ama kendisi de demiş, sorum var diye. Yani bu bana bunca zorluk çeken bir kişi sizden içerdeyken canım şunu çekti gidip alıp getirir misin demesine benziyor ben koşa koşa gider getiririm. Ama üstekilerin hiç oralı olması beni çileden çıkarıyor ve özellikle bu üstekilere hala iyi gözle bakan cemaat mensupları olduğu görünce bu da kahrediyor beni yani onların hiç sorgulamaması. İçeri girip çıktıktan sonra akrabalarınız devletin bir bildiği vardır Erdoğana vermeyeceğizde kime vercez alternatif mi var demesi karşısında ne hissediyorsam, bu Allahın davası her şey geçecek, daha güçlü çıkacaz şimdi mağduriyetlere odaklanalım iç tartışmaya gerek yok diyenler karşısında da aynısını hissediyorum. Gerçekten Türkiye’deki mağdurları düşünelim diyenlere sesleniyorum, Savaş genç, gökhan bacık ahmet kuruyu bu noktada eleştirilenlere, alın işte mağdurlar bylock mevzunu merak ediyor, alın cevaplayın işte niye susuyorsunuz. Gönderdiğiniz para zaten ulaşıp ulaşmadığı muamma ben almadığım için bilmiyorum. Hukuki yardım konusunda yeni yeni tr724 avukat yazısı gördüm. Ee başka ne yardımınız dokunabilir düşünüyorum, başka hiç bir yardım aklıma gelmiyor sorularımızı cevaplamak dışında. Savaş gence falan kızacağınıza, enerjisinizi oralara harcayacağınıza , tutup her gün erdoğanın yaptıklarını anlatacağınıza (buda saçma geliyor biz yaşadık çünkü bana anlatmana gerek yok erdoğanı) tabanın sorularını cevaplayın işte bu insanlara başka ne yardımınız olabilir ki? 2 gram bir şey bilsem ben cevaplardım, tarihsel- sosyolojik analiz yapardım çıkış yolu sunardım, hatalar bunlardı çıkış yolları bunları derim, psikoloji bilsem gene şunları yapmakta fayda vardı derim, ama yok ben bilmiyorum, bilenlerde susuyor. Kıtalararası sitesini keşfettiğimde onu da tr724 sayesinde keşfettim orda bazı yazarlar sağolsun atıf yapmışlar oraya. Orda bazı çıkış önelerileri gördüm ve çok mutlu oldum ama bu kişiler hizmete dışardan bakan akademisyenlerdi yani hizmetin tam olarak ne hata yaptığını dıştan gözlemleme fırsatları olumuş maalesef o yüzden yeterli bulmadım. Yani büyük abilere tavsiyem bu dünya bir yolcunun ağaçlıka altında gölgelenmesi gibi, sürekli hizmeti öven yazıları yerine sürekli kaybedenlerden olmayın şeklinde uyarı yaptığınız yazıları yerine, biraz da milletin sorularına cevap verseniz bilmiyorsanız da sussanız. Şu ablayı mutlu etmek varken , neden sorusuna cevap verilmez, onun yerine şöyle bir rüya görülmüş 6 ay sabredin denilir. Benim kafam almıyor ve aslada almayacak gibi.
Bu süreç bittiğinde içimizdeki donkişotlar hizmeti Türk varlığına kurban eden yani pis kirli devlete islamcılara Ergenekon’a Kemalistlere ajanlık yapanlar ortaya çıkacak o gün şindiden emarelerini gösteriyor bir hizmetin listesinde isimlerin üstünde çekilmiş çizgi iki akpnin elindeki ajanlarınlistesi üç akpnin elindeki düşmanlistesi vay akpnin ajanı olarak ismi geçen liste
Bank asyaya para yatıranlar tutuklanırken, darbeden hemen sonra öğretmen, çaycı, memur, hademe gözaltına alınıp hapse atıılrken.
16 yıl boyunca Bank Asya’da Genel Müdür Yardımcılığı yapan Ali Fuat Taşkesenlioğlu SPK Başkanlığı görevine atandı. hemde 17 nisan 2018 tarihinde akp tarafından.
bank asyanın sahipleri darbeden sonra işyerlerini yönetmeye devam ettiler. İhsan kalkavan tüm işlerini hallettikten sonra, malvarlıklarını ingiltereye kaçırdıktan sonra, elini kolunu sallayarak gittikten sonra hakkında 22-11-2016 tarihinde tutuklanma kararı çıktı. 15 temmuzdan tam 4 ay sonra.
muhasebesini vicdanlarınıza bırakıyorum.
Güzel bir yazı.
Bylock mevzu gerçekten aydınlandığında Hizmetteki çoğu mevzuda da aydınlanmış olur. Bu tip mevzuların bir dip dalgasıyla aydınlanacağını düşünüyorum. Nasıl demokrasiler halkların isyanlarıyla devrimleriyle başlamış, hiç bir padişah ya da diktatör tamam hadi ben gideyim demiyor. Haklar kazanımlar nasıl halkın talebi ve mücadelesiyle olmuş. Cemaat içinde de bazı şeylerin değişmesi tabanın mücadelesi ile olabilir. Şu 2 yıl bize bunu gösterdi. Bir hak istiyorsan mücadelesini vereceksin takibini yapacaksın, ABD zenciler mücadele etmeye başlayınca o haklarını kazanabildiler. Yoksa kimse ne kadar geri kalmış düşünceler ırkçılık diye bir şey olabilir mi falan demedi. Gene Türkiye’de başörtüsü yasağı, o zaman az buçuk bir demokrasi olduğu için halkın azınlığı halkın çoğunluğuna bir yasak koyamadı. Ama o azgın azınlık hiç bir zaman o fikirlerinden vazgeçmedi, kolay kolayda vazgeçmez. Cemaati küçük bir devlet olarak görüyorum, başlarındaki idarecilerden memnun değiliz, hesap sormak istiyoruz ve onlarda direniyor, geçiştiriyorlar. Bu bir dini hareket bunlar nasıl dindar gibi yorumlara girmeye gerek yok. Kolay kolay kimse koltuğundan kalmayacak gibi, kimsenin hesap vermeye niyeti yok. Hizmet içinde demokratik bir sistemde yok, bir sonraki seçimlerde gösteririz biz onlara diyebileceğimiz bir durum da yok. Ve ayrılmak insanlara daha kolay geliyor, insanlar ayrıldıkça yukarıdakiler gücünü kaybeder ama genede güç güçtür para paradır iktidar iktidardır. Hizmetin gene avantajı en tepedeki kişinin(Gülen) iyileriden olduğunu düşünmemiz. Eğer öyleyse ölmeden önce bir şeyler yapar inş. Öbür türlü Türkiye’de bu hareketi mahveden kişiler saltanatlarından vazgeçmeyecek gibi. Ve şahsen ben ayrılsam bile, bu tiranların başka insanları zehirlemesine, başka ülkelerde gene hizmeti zor duruma düşürmesine izin vermem. Ayrıca bize yaptıklarından dolayı içimde müthiş bir intikam duygusu var. Erdoğana karşı da var, ama onun işi 1 seçim kaybetmeye bakar, elinde sonunda o koltuktan düşecek o da. Ama hizmet özellikle Gülen ölürse, bu küçük tirancıklara geçecek gibi, bunlarında ilk fırsatı muhalifleri uzaklaştırmak olacak. Mesela Ahmet kurucan onlardan değil mi ? Sert çıkışları olmuştu değil mi ? O zaman ilk fırsatta onu postalarlar. İlk yapacakları iç temizlik olacaktır, daha sonra bu hareketi küçültüp kültleştirecekler. Hareketin daha fazla büyüme bir fark ortaya koyma gücü kalmayacak. Aynı Türkiye’deki tarikatlar gibi, ama genede devam edecektir. Erdoğan gitmediği sürece de ? işaretleri kalmayacak gibi, gene bu tirancıkları hizmeti kontrol ettiği sürece de ? asla kalmaz. Devlet ya da Hizmet ilk hangisi müspet bir dönüşüm geçirirse, bylock meselesini ilk o zaman öğrenebiliriz.
Benim üst tabakaya karşı görüşümü netleştiricen şey, bu ablanın dediği gibi ”’ Bylock meselesi var ki, her yanı ile bir muamma. Hala sorular çok ama yanıt yok.” Evet insanlar soru bekliyor, soru bekleyen insanlarda travma yaşamış psikolojileri bozulmuş, çok kötü şeyler yaşamışlar, ve bazen bir gülümseme bile sakada iken, bu insanlar çok şey istemiyor bazı cevaplar verin istiyorlar, rahatlayalım istiyorlar, hal böyle iken o cevapları vermeyenler de bana göre zulüm ediyor. Yani gerçekten Türkiye’dekilerin acılarını anlasalar ve iyi niyetli olsalar 6 ay sonra güzel şeyler olacak diye ümit tacirliği yapmak yerine, bylock mevzu şu şekilde olmuştur diye cevap verirlerdi diyorum. Bana bylock mevzunu anlatsa ben rahatlarım çünkü her gün haberlere bakıp bylock ile ilgili haberleri okumam, kafama göre şeyler kurmam. Bu abla rahatlar mı bilmiyorum ama kendisi de demiş, sorum var diye. Yani bu bana bunca zorluk çeken bir kişi sizden içerdeyken canım şunu çekti gidip alıp getirir misin demesine benziyor ben koşa koşa gider getiririm. Ama üstekilerin hiç oralı olması beni çileden çıkarıyor ve özellikle bu üstekilere hala iyi gözle bakan cemaat mensupları olduğu görünce bu da kahrediyor beni yani onların hiç sorgulamaması. İçeri girip çıktıktan sonra akrabalarınız devletin bir bildiği vardır Erdoğana vermeyeceğizde kime vercez alternatif mi var demesi karşısında ne hissediyorsam, bu Allahın davası her şey geçecek, daha güçlü çıkacaz şimdi mağduriyetlere odaklanalım iç tartışmaya gerek yok diyenler karşısında da aynısını hissediyorum. Gerçekten Türkiye’deki mağdurları düşünelim diyenlere sesleniyorum, Savaş genç, gökhan bacık ahmet kuruyu bu noktada eleştirilenlere, alın işte mağdurlar bylock mevzunu merak ediyor, alın cevaplayın işte niye susuyorsunuz. Gönderdiğiniz para zaten ulaşıp ulaşmadığı muamma ben almadığım için bilmiyorum. Hukuki yardım konusunda yeni yeni tr724 avukat yazısı gördüm. Ee başka ne yardımınız dokunabilir düşünüyorum, başka hiç bir yardım aklıma gelmiyor sorularımızı cevaplamak dışında. Savaş gence falan kızacağınıza, enerjisinizi oralara harcayacağınıza , tutup her gün erdoğanın yaptıklarını anlatacağınıza (buda saçma geliyor biz yaşadık çünkü bana anlatmana gerek yok erdoğanı) tabanın sorularını cevaplayın işte bu insanlara başka ne yardımınız olabilir ki? 2 gram bir şey bilsem ben cevaplardım, tarihsel- sosyolojik analiz yapardım çıkış yolu sunardım, hatalar bunlardı çıkış yolları bunları derim, psikoloji bilsem gene şunları yapmakta fayda vardı derim, ama yok ben bilmiyorum, bilenlerde susuyor. Kıtalararası sitesini keşfettiğimde onu da tr724 sayesinde keşfettim orda bazı yazarlar sağolsun atıf yapmışlar oraya. Orda bazı çıkış önelerileri gördüm ve çok mutlu oldum ama bu kişiler hizmete dışardan bakan akademisyenlerdi yani hizmetin tam olarak ne hata yaptığını dıştan gözlemleme fırsatları olumuş maalesef o yüzden yeterli bulmadım. Yani büyük abilere tavsiyem bu dünya bir yolcunun ağaçlıka altında gölgelenmesi gibi, sürekli hizmeti öven yazıları yerine sürekli kaybedenlerden olmayın şeklinde uyarı yaptığınız yazıları yerine, biraz da milletin sorularına cevap verseniz bilmiyorsanız da sussanız. Şu ablayı mutlu etmek varken , neden sorusuna cevap verilmez, onun yerine şöyle bir rüya görülmüş 6 ay sabredin denilir. Benim kafam almıyor ve aslada almayacak gibi.
Bu süreç bittiğinde içimizdeki donkişotlar hizmeti Türk varlığına kurban eden yani pis kirli devlete islamcılara Ergenekon’a Kemalistlere ajanlık yapanlar ortaya çıkacak o gün şindiden emarelerini gösteriyor bir hizmetin listesinde isimlerin üstünde çekilmiş çizgi iki akpnin elindeki ajanlarınlistesi üç akpnin elindeki düşmanlistesi vay akpnin ajanı olarak ismi geçen liste
Comments are closed.