Kendinizi kısaca tanıtınız. Eğitim ve iş durumunuz nedir?

1991 doğumluyum. Ekonomi lisans mezunu, kamu hukuku yüksek lisans terkim. Evli ve yeni babayım. Memleketimden ayrıyım, ama hicrette değilim, günahlarımın sürgünüyüm. Cemaati FEM dersanesi ile tanıdım. Üniversite hayatım boyunca evlerde kaldım ve ortaokullu-lisesi öğrencilerle ilgilendim. 15 Temmuz sonrası kısa bir süre piyasada çalıştım. Şimdi ise hayatımın bu döneminin Schinler’i diyebileceğim seküler bir Anadolu insanının sponsorluğunda bulunduğum memlekette iş kovalıyorum.

17/25 sürecinden bugüne süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

17-25, Cemaatin zaten değişmekte olan kimyasını çok daha hızlı değiştirmesine sebep oldu. ‘’Allahümme ecirna min şerri siyaseti’’ düsturundan evrilen cemaat mevcut hükümetle siyasi parti niteliğinde savaşa girdi. Söylemleri değişti. Siyasi arenaya yönlendirildi. Adaylar belirlendi. Küçük ve kapalı mitingler düzenledi sohbet adı altında. Siyasi arenada başarısızlık; Akp ve diğer partiler içinde ‘uyûnu sahiha’ olma adına ‘okçular tepesi’ nöbetçileri koyma fikri doğurdu. ‘Her yerde olmayan hiçbir yerde olamaz’ şehvetiyle her yerde inorganik şekilde var olunmaya başlandı. Hz. Abbas misyonculuğu paranoya halinde büyüyerek örümcek ağı gibi her yeri sardı. Örümcek ağı diyorum çünkü hüsnüzan edilemeyecek derecede istihbari bilgiler toplanıyor, manipüle ediliyordu.

Makyavelizme ve Şia düsturlarıyla İslam’a hizmetin yanlışlığı hakkında bu kadar karşı çıkan bir başka cemaat var mıdır bilmiyorum. Bu arada Gülen’in söyledikleriyle tabanda eyleme geçenlerin faaliyetleri arasında bir karşıtlık vardı. Askeriye, polisiye ve diğer bürokrasi kurumları için ‘Cemaatin suyundan bir kez içmiş’ excel şakirtleriyle dolu listeler geliyor, listeler gidiyordu. İnsani ve fıtri olandan ziyade robotlaşan, aynı tornadan çıkmış, kalıp insanı istiyordu artık ağabeyler.

Kalıplar reel hayatla bağdaşmıyor ve nice krizler doğuruyordu. Bürokrasi ve sivil hayattaki krizler  ‘ümitten arızaya, sıkıntıdan haine’ kadar isimlerle adlandırılıp, çözüm adına ise ‘ikazdan cezaya, sürgünden kovmaya’ doğru ilerliyordu.

17/25’ten önce Ergenekon davalarında bariz yapılan hukuksuzluklar, atılan manşetler, yanlış politikalar, vb..

Tüm bunlar dövüşülen siyasi partinin cemaate atfettiği ‘’paralel devlet, haşhaşi, altı ibadet-ortası ticaret-üstü ihanet, terör örgütü…’’ sıfatlarının Türk milletinde makes bulmasına sebep oldu. Ve ne acıdır, bugün bu hataların cezasını genel itibariyle masumlar çekiyor. ‘’Rıza-i İlahi ve ila-yı kelimetullah için makyavelistçe hareket edenler’’ maalesef cemaatin saf tabanının sorgusuzluğu ve sualsizliği sebebiyle halı altına sümen edilmiş durumdalar. Tamamen karşıdakini Süfyan ilan ederek ‘’görünmez bir elin’’ kurtarıcılığına kendilerini teslim etmiş durumdalar. Açıkçası bu sümen altındakiler de bunun böyle olmasını istiyor. Muaviye’nin taraftarlarının kalkanlarına Kuran sayfaları takmaları gibi, ‘ağabeyler’ de kendi hatalarına masumların acılarını kalkan yapmaktadırlar. Nitekim karşı taraf da Ali olmadığı için masum-suçlu ayırt etmeden kıyım üzerine kıyımlar yapmaktadır.

Süreci bireysel olarak nasıl tecrübe etmektesiniz?

Dinden, Müslümanlar yüzünden irrite olmuş seküler bir ailede neşet ettim. İslam’ı lise sonra üniversite başında Fethullah Gülen ile tanıdım. İrşad Ekseni kitabıyla… Isındım, destekledim, sempati duydum ve nihayet vazife aldım.

17/25 sonrası fanatize oldum. Birtakım yanlışları sorguladıysam da bir Ebu Zerr olamadım. ( Hatta ki BankAsya sürecinde Fethullah Gülen’in cevaz verdiğine inandırıldığım bir başka bankadan faizli kredi çekip BankAsya’ya yatırma olayını bile garipseyemez oldum. Makyavelizm, tarafgirlik, cemaatçilik dünya ve ahiret hayatına nasıl incir ağacı diker işte bir örnek. Nitekim İslamcılık davası güdenlerin de mutlak sonu bu olacak.)

15 Temmuz gecesi tankların altında parçalanarak, kurşun yiyerek, boğazı kesilerek ölen, sakat kalan insanları görünce şok oldum. Açıklama beklediğim mevkiler ‘’fetih okuyup ve zafer duaları’’ etmemi istedi. Ertesi gün ‘keşke daha fazla kişi ölseydi de şu adam gitseydi’ nidası işittim. Bir başka gün ‘’off the record’’ darbenin 6 ay öncesinden iştişare heyetine bildirildiği ve öğrencilerin ve sohbetlere katılan askerlerin listesinin verildiği ifade edildi başka bir ‘ağabey’den. Darbenin başarısızlığı olarak ise hizmetin ‘’merhametli’’ davranması, Erdoğan’ın kaçacağının zannedilmesi ve bunun bir istişare hatası olduğu; sonuç olarak ise Fethullah Gülen’in de dediği gibi ‘’Siz bir plan yaparsınız ama Allah’ın daha güzel bir planı vardır’’ düsturunca Allah’ın bizleri Avrupa’ya hicret ettirmesi(!) olarak yoruluyordu.

Darbeyle ilgili Fethullah Gülen çok geç açıklama yapmıştı. Adil Öksüz olayını bile 1 sene sonra ‘stratejik’ cevapla savuşturdu. Darbeye iştirak eden masum-suçlu subayların ifadeleri… Hala tamamlanması gereken bir puzzle bu.

En nihayetinde fanatizmden kendimi sıyırdım. Memleketimden, her iki taraftan da ‘ihanet’ suçlamalarıyla ayrıldım. Bulunduğum yerde de kendimi tecrit etmiş bulunmaktayım. Olayları zaman doktorunun müdahaleleri nezdinde izliyorum. Olaylardan da kendisini suçluyorum. O çok istenilen ‘uluslararası komisyon’un kurulmasını temenni ediyorum.

Allah ile aldatılmak ve aldatmanın ezici pişmanlığını yaşıyorum. Aileme hak veriyorum. Küçük kızımın kulağına telkinlerde bulunuyorum: Akıl ve vicdanını bir grubun talimatlarına kiralamanın ve doğruları göremeyecek kadar fanatik olmanın, Allah rızası için yanlışlar yaptıracağını; kul hakkının en affedilmez en aşağılık şey olduğunu; eğer böyle yaparsan ölene kadar vicdan azabıyla yaşayabileceğini hatta ve hatta bu azapla ölebileceğini…

Ne çok isterdim haklı bir şekilde davamı savunmayı, haklı mağdur olabilmeyi. Ama değilim. Benim gibi birçok insanın da bu şekilde düşündüğünü biliyorum. Ama bazen gözleri kapatmak, yokmuş gibi davranmak insana tabiki daha hoş geliyor. Lakin ben artık yapamıyorum.

Türkiye’de süren adaletsiz atmosferin neticeleri altında yıkılıyorum. İşkenceler, tecritler, boğulmalar, anne karnında ölen bebekler, giden hayatlar ve hayaller… Sürgünler ve bin bir türlü çileler… Hepsi ruhumun bir parçası, rüyalarımın müdavimi…

Sonuç olarak inancımı sorguluyorum. Zamanında yapılan ibadetlerin beni fuhşiyattan korumamasını, ibedetlerimi kültürel ritüel olarak yaptığımı ispat ettirdi bana. Şimdi sorguluyorum. İslam’ı araştırıyorum. Problemin kaynağı üzerine kafa yoruyorum. Bildiğimi zannettiğim İslam’ı da aslında tanımadığımı anlıyorum.

Ferden minen nas olmaya çalışıyorum. Herkesle diyalog kurmaya çabalıyorum. Dil öğrenme çabalarım ve yeni bir zanaat kazanma derdim var. Aile artık benim için ön planda. Bulunduğum memlekette bir çocuk evlat edinmeyi düşünüyorum. Toplumsal adaletsizliği giderme adına ne yapılması gerekiyor araştırıyorum.

Sürecin kendi hayatınıza yansıyan olumlu olumsuz yönleri nelerdir?

Olumlu yanları; fanusun, fanatizmin, ‘-cı’ ‘cü’ lüğün veya ‘izm’ in yıkıcılığını farketmek. İnsan tanımak. Ademi itimat. Belli kalıplar olmadan sohbet edebilmek. Dil öğrenmek, babama hak vermek, aile büyüklerinin değerini anlamak. Aile olmanın güzel bir şey olduğunu anlamak. Tek başına ayakta kalmayı öğrenmek. Ortadoğu zihniyetinin nasıl bir bataklıkta olduğunu anlayabilmek. Tek adamcılığa veya göstermelik demokrasilerin farkında olmak. Vicdan muhasebesi yapmak, pişman olabilmek.

Olumsuz yanları; ayrılık, hasret, boşluklar, hayal kırıklıkları, güvensizlik, acılara şahit olmak, depresyon, uykusuzluk…

Hizmet hareketinin geleceği hakkında düşünceleriniz?

Maalesef ilgilenmiyorum. Ancak hala sözleri değer gören trolleri,  güç zehirlenmesi döneminin aktörlerinin sözlerinin değer görmesi, lidercilik, tarafgirlik ve yukarda kısmen gördüğüm problemlerin aşılmaması sonucu ufuk çok aydınlık değil. Marjinalleşme kaçınılmaz bir son gibi. Üzücü…

Allah masumlara özgürlük versin. Sonrasında da hayata tutunma gayreti versin. Asıl suçluların ise bir an önce adil yargılanmasını diliyorum. Ve korkakların gözüne uyku girmesin diyorum.

Şuan hizmetle münasebetiniz nasıl?

Mağdur olan arkadaşlarım ve sevdiğim insanlarla insani ortak paydada tabiki görüşüyorum. Ve fakat ideoloji ve aksiyon arasındaki çatışmalardan kaynaklı olarak organik bağım yok. Bundan sonraki hayatımda da bu şekilde gizli ajandalı, kapalı bir grubun parçası olacağımı düşünmüyorum.

 

 

 

18 COMMENTS

  1. Bu yaziyi yayinlamaniz cok iyi olmus. Tesekkurler. Bunlar herkesin bildigi ama konusulmayan seyler. Bana 90 larda ve 2000 lerde yetisen talebelerin farkini da da cok net gosteriyor. 90 larda bu gucler yoktu elde, hersey daha samimiydi, temel kaidelere baglilik vardi. Ne olursa olsun bu yolun yolcusu olmak baska, insanlarin yaptiklari hatalarla terketmek baska. Ben bu kardesimin terkettigini de dusunmuyorum. Allah katinda bir hizmet halkasi vardir, oraya dahil olmayi nasib etsin Allah. Kullarin cizdigi sinirlar verdigi unvanlar bos. Tum dunyada hayal kirikliklari ile yasayan muslumanlar var, batida yasayan hemen her aydin musluman eski ulkesi hakkinda hayal kirikligi yasiyor. Hizmet 90 larda medeni olma gayesiyle talebe yetistirirdi goruyorum ki 2000 lerde Turkiye batakligina saplanip geri kalmis. Medeniyetsiziz, gelismemiz ogrenmemiz gerekiyor; dinimizi, dunyayi. Hizmetin belki yaptigi en guzel sey “ogrenebilecek” insan yetistirmesi. Biraz zaman alacak ama Allah rizasi icin hizmet bitmez, sadece form degistirir.

  2. Suçun ne gardaş
    Adam mı öldürdün
    Irza mı geçtin
    Hırsızlık mı yaptın
    Bunları hakedecek ne yaptın

  3. Suç varsa kabul et. Fakat suç olmayan şeyi onlar suç dedi diye ön kabul yapmak doğru değil.
    Söylentilerle doğrular farklı olabilir. Bir şey söyleniyor ve bunu ateş olmayan yerden duman çıkmaz şeklinde algılamak ve hükme varmak her zaman doğru olmayabilir.
    Bir asr-ı saadet sevdası vardı. 40 yıldır bu sevda anlatıldı. Bir Osmanlı sevdası vardı 40 yıldır bu anlatıldı. Ne var ki asr-ı saadet zaten huzur içinde medeni şekilde Medine’de o da destansı mücadele ve savaş tehditleriyle geçti sonrası hepimizin malumu. Osmanlı’da ise Fatih – Yavuz – Osman gazi – Hüdavendigar var anlatılan başka kimi pek hatırlarız? Abdulhamit, Abdulmecid, Mahmut, bu dönemler milletin inim inim inlediği bir kısmın da müreffeh hayat sürdüğü dönemler değil mi? Bize bunlar anlatılmadı Bize yarım yamalak anlatılan Asr-ı saadet ve Osmanlı kısmını yaşıyoruz İşte Hizmet denilen ve vaad edilen bu yaşamları yaşamıyor muyuz? Allah’ın takdiri budur. Rıza elzemdir.

  4. Bu yazı bana yuh dedirtti. Bir kaç yönden
    1) 1991 doğumlu biri hizmetteki vazifesi çat patlasa ne olabilir ki ? Hoplasa zıplasa gene tabanın en dibindedir. Etrafında üst düzey abiler ile akrabalık bağı yoksa, o saydığın şeyleri senin etrafında birilerinin demesi bana çok saçma geldi. ^Açıklama beklediğim mevkiler ‘’fetih okuyup ve zafer duaları’’ etmemi istedi. Ertesi gün ‘keşke daha fazla kişi ölseydi de şu adam gitseydi’ nidası işittim. Bir başka gün ‘’off the record’’ darbenin 6 ay öncesinden iştişare heyetine bildirildiği ve öğrencilerin ve s…^ Yani senin etrafında bunu diyecek kişi zaten off the record dedin olayı diyecek kişi darbeyi kabul ediyor direk zaten, böyle biri adil öksüz seviyesinde olur, adil öksüzün bile 2 altındaki abi darbeyi 15 temmuz günü öğreniyorken, senin etrafında kim sana bunu anlatabilir ? Burası bana çok saçma geldi, 1991 doğumlu birinin etrafındakiler de onun gibi 90-89-88 doğumlulardır. Ne vazife yapabilir bunlar da en fazla , istiyosan asker ol teğmen ol, abin gelip sana bunu demiş olsun çok saçma geldi bana bunlar, madem tabana bu kadar net darbeyi biz yaptık deniliyor , taban niye burada o zaman soru soruyor ahmet dönmez bazı şeyleri demese kimse cemaat yapmadı diye konuşuyor. Türkiye’deki tabanda aynı, yok erdoğan biliyordu, yok şöyle yok böyle cemaat yapar mı bunu falan filan diyor, , Gülen darbeyi ben yaptım diye tabana söylüyorsa, 1 kişi bile kalmaz bu harekette o kadar da aptal değil millet, öyle bir durumun olduğunu sanmıyorum bu verdiğin bilgiyi nasıl veriyorsun ilginç . Sen doğum tarihine göre çok net tabandan birisin ister polis ister mitçi ister asker ol bir şey değişmez, senin etrafındakilerinde bir halt bilmesi mümkün değil, sana o lafı diyen kişiyi araştırsaydın keşke belki akrabalarından üst düzey abi vardır o vasıta ile öğrenip sana demiştir yoksa mümkün değil tabana gelip biz yaptık denilmesi.

    2)^^ Zamanında yapılan ibadetlerin beni fuhşiyattan korumamasını, ibedetlerimi kültürel ritüel olarak yaptığımı ispat ettirdi bana.^^ Fuhşiyatta götüren başka sebepler vardır çünkü her mevzuyu din ile halledemezsin, çoğu mevzu psikologluk doktorluktur, ama bizim toplumda her mevzu dine bağlanıyor, adam içki uyuşturucu sigara ne içerse içsin mevzu dine getirilip imanı kamil olsa içmez, namazı düzgün kılsa içmez deniliyor. Bunların alakası yok, çoğu şey bağımlılıktır ilk tercihin yada ilk iki tercihinde sen iradeni kullanıyorsun gerisinde zaten bağımlı oluyorsun istediğin kadar namaz kılıp düzeltmeye çalış , bağımlı olduğunu ve onun bir hastalık olduğunu kabul etmeden düzelemezsin. O konuda psikolojik tedavi almak ya da o konuda kitaplar okumak daha faydalıdır. Ateist adam da içki içmemek, uyuşturucu kullanmamak, ve sadece bir kıza aşık olup evlenmek istiyor, her gün başka biriyle yatıp kalkmamak, ya da kendi kendini tatmin etmemek , porno izlememek istiyor. Bu adam o zaman sittin sene bunu yapamaz bizim mantık ile, ama adam yapıyor ve nasıl yaptığınıda tecrübesinide aktarıyor, her mevzuyu din ile alakalı çok görmemek lazım. Çoğu şeyin tetikleyicisi zayıf psikolojimiz ve o zayıf anlarımızda yaptığımız eylemler bizim bağımlılıklarımız oluyor , gidip o zayıf anında sürekli sigara içersen sigaraya içki içersen içkiye , porno izlersen pornoya, tatlı yersende şekere bağımlı olursun. Bu konuda türkçe kaynak sınırlı ama ingilizce kaynalara bakabilirsin. Senin neden-sonuç ilişkin biraz basit kaçmış. Sorunu tespit önemli, sen böyle dersin, öbürü ibadeti yapıyonuz da kuran-ı zaten yanlış okuyonuz hiç faydası olmaz der, öbürü zaten sizin hizmet cia çalışıyor siz tabi manevi bir şey alamıcanız der. öbürü hizmet zaten yanlış din uyguluyordu sizde maneviyat alamadınız der. Çok şey denebilir hocam ama sen fuhşiyat demişsin direk, fuhşiyatta içki gibi bağımlılık yapan ama kimsenin konuşmak istemediği için gençlerin bağımlılıklarını erkekliğin doğal duygusu sandığı bir olay. Ve bunu normal bir imtihan olarak gördükleri için sanki namaz kılınca yapmayacağını düşünüyor insan, ama bağımlı adam normal birine göre 100 kat irade göstermesi gerekir belki ve bağımlı olduğunu farketmediği sürece beyni her zaman onu kandırır. Ve en yaygın bağımlılık bu olabilir, bu konuda bu sitede ingilizce bir yazı vardı okuyabilirsin. Bu tip günahlar konusunda da bir nöroloğu dinlemek bir hocayı dinlemekten kat kat iyidir.

    3) Aile bağları ne kadar koparsa o kişiler bir cemaat bir hareket içinde o kadar iyi erirler. Aile bağları güçlü kişiler böyle hareketlere kolay kolay girmez. Aile bağı yöresine göre aşiret , cemaat , topluluk bağıda da olabilir. Kitlesel hareketler kişinin diğer tüm bağlarını koparmasını ve en çok kendi kitlesine önem vermesini ister. Dinler, cemaatlar, tarikatlar, milliyetçi hareketler, ırkçı hareketler , komünist hareketler, siyasi partiler hepsi böyledir, toplum ile ailesi ile bağları zayıf kişiler bu hareketlere hızlıca katılır, Mesele İslamda baba oğul bedirde savaşmıştır, aile bağı güçlü bile olsa artık zayıftır o bağ erimiştir. Buna yanlış demem sonuçta o bir din, elbette peygamberin yanında olacak. Ama diğer kitle hareketlerinin hiç biri aile bağını koparacak kadar değerli gelmiyor bana. o bağ koparsa kişi çok daha büyük bir teslimiyet ile o kitle hareketine girer. Bu noktada bu Hizmet aile bağlarını bilerek mi koparmıştır? Yazın hiç bir iş olmamasına rağmen insanlar neden memleketine gönderilmemiş bölgelerde tutulmuştur ? Açıkcası bu konuda iyimser düşünemicem. Hitler, Stalin gibi büyük kitle haraketleri kuran kişiler ve bu konudaki kitaplarda böyle bir hareket başlatacaksanız ilk kişilerin aile bağlarını zayıflatın yazıyor. Cemaatin başındakilerde bu kitapları okuyup bunu mu hayata geçirmişlerdir ? Çünkü baktığınızda ortada bir iş yokken insanların memlekete gitmesinin engellenmesi, biz kitap okuma kampı yapalım denmesinin izahı yok. Kitabını okuyan memleketinde de okur, okumuyorsa zaten zorla ittire kaktıra kimse bir yere getirilmez, kitap okuma aşkı aşılarsınız insanlara. Memlekete gidince de kimsenin maneviyatı bozulmaz, adam memleketten gelince az buçuk sorgulayıp karşı çıkınca biz maneviyatı bozulmuş diye algılıyoruz ama aslında adam doğru olanı yapıyor. Hizmete olan inanmışlığı körlüğünün azalması maneviyatının bozulduğunun anlamına gelmez. Ailesi ile bağı artınca elbette hizmete olan körlüğü azalcak , ve geldiğinde salak salak işlere olur demiyecek. Bu da ciddi ciddi üzerinde durulması gereken bir şey. Seçim dönemi millet memleketine gidince, 3 yıldır ilk kez akrabalarını görenler, büyük ihtimal akrabaları ‘ uzaydan geldi şimdide akp oy vermeyin diyor, bende hal hatır sormaya geldi sandım ‘demiştir.

    4) Niye bu kadar pişmanlık duyuyorsun, tam olarak ne suçu işledin? darbeye mi bulaştın ? , darbeye bulaşmadıysan 1991li olarak ne yapmış olabilirsin aklım almıyor ? Açıkça kandırıldığını belirtmişsin zaten, darbe den sonra bağlantın olmamış yani 24 yaşında bağlantıyı kesmişsin, neye bulaşmış olabilirsin bu derece. Neye bulaştım bilmem ama içeri girdiysen zaten bu dönemdeki 1 seneyi 5 ile çarp.

    • yuh derken sadece tabandan böyle darbe iddialarının konuşulmasına şaşırdım. sonradan silmeyi unutmuşum orayı.

    • Engin bey gerçek yazarlarını teyit ettim dediğine göre gerçek biri olmalı. 1991 yazım hatası olabilir. Etkin pişmanlıktan yararlanmış sorumlu pozisyonda biri olabileceğini düşünüyorum. (“Her iki taraftan da ihanet suçlamalarıyla…”)

      • Bi bitmediniz. Sülük gibi yapışıyorsunuz. Adam sıkıntıdayım diyor. Hem de iki yıldır. Siz hemen yapıştıyorsunuz sıfatı “ itirafçı”

        • itirafçı demedim. etkin pişmanlık dedim. ve tahmin olarak söyledim. ama tahmin değil gerçek olmasını dilerdim.

    • Ahmet bey ne takmışsın yaşa. Yazarın söylediği şeyler çok real durumlar. Sizin son dönemde hizmet yapısı ile bilginiz yoktu heralde. Her meseleyi yaşa bağlayan devreci zihniyetten nefret ediyorum. Ben bu kardeşimizde neredeyse 2 kat büyük olarak kendisine saygı duyuyorum. Sizin yazdıklarınıza saygı duyuyorum. Lakin herşeyi kişinin yaşına bağlamanın gerçekten saygısızlık olduğunu düşünüyorum. 1991 li demek 2016 da 25-26 yaşında demektir. Yazar ortaokul ve lise öğrencileri ile ilgileniyorum demiş. Siz 25 yaşında ne vazife yapıyordunuz acaba?

      Buhranlı bir dönemden geçen her kardeşimiz gibi bu kardeşimiz de olayın hayal kırıklığı ile bir cevap aramış bu işi kim yaptı diye gelen kişi de doğru veya yanlış cevap vermiş ve kardeşimiz bu cevaplardan tatmin olmamış.

      Ayrıca darbe ile ilgili “Adil Öksüz iki altı darbeyi o gece öğreniyorsa” diye yorum yapmışsınız kesin ve net bilgi yok. Siz bir cemiyet olarak üyelerinize net bir açıklama yapamazsanız üyeler kendileri cevap bulmaya çalışır sizin ve benim bulmaya çalıştığımız gibi. Eğer siz net olarak biliyorsanız bizi de aydınlatın lütfen. Buyurun.

      • Tarık bey yazar demişki bana net cevap verenler oldu demiş, benim alıntıladığım yere bakarsan, birileri açık açık biz yaptık diyor yazara. Darbe günü zafer duası edilmesi nedir ? Böyle bir şey yaşamış olsam ben hiç Gülen’den açıklama beklemem zaten. Gene darbe 6 ay önce istişare edilmiş ama merhamet gösterdik biz gibi bir açıklama zaten Gülen’in darbeye bulaştığını gösteriyor, yazar bunlara rağmen neden açıklama bekliyor ben orasını anlamadım. O zaman kabullenemiyor Gülen’in bulaştığını ya da kendisine bu sözleri diyen kişinin üfürdüğünü düşünüyor. Bende mantıklı bir izah ile , sana bunları diyen kişi üfürmüştür diyorum. Çünkü sana kadar bu ulaştıysa tüm tabana o zaman bu işi biz yaptık diye duyurulmuştur diyorum. Kişini yaşıda da önemli hocam , bu hizmete yaşa göre vazife verilir. Adam taban yani Gülenden itibaren bu iş tabana biz yaptık diye böyle duyuruluyorsa tüm taban bilirdi bunu diyorum ben, mahkeme beyanlarında böyle bir şey yok, ben hizmete vakıf değilim mahkeme beyanlarından takip ediyorum. O yüzden orda yazara bunu diyen kişi üfürmüş gibi kale almamak lazım, ama yok adam adil öksüzün akrabası ise ordan bilip diyorsa sıkıntı yok ne diyim doğrudur. Ama burda şunun altını iyi çizmek lazım, o kişi üfürmeyip doğru diyorsa bunu bilme nedenini sorgulamak lazım, Gülen yapcağı bir darbeyi öyle tabandan biri bilemez ne önce ne sonra, bunun aksini dersen zaten bugün Akplilerin yaptığı zülme çanak tutarsın, siz darbeyi biliyordunuz susun diye tutukluyorlar herkesi zaten, ama hiç bir mahkeme kaydında istihbarat raporunda tabanın ne öncesinde ne sonrasında darbeyi bildiği falan yok. 1 tane tabandan biri bilmiyor bu darbeyi.

        Benim adil öksüz ile ilgili dediğim laf, ittirafçı beyanı Genel kurmay başkanı yaverini alıyorlar o abisinin ismini veriyor çukurambar da onun evi basılıp abisi alınıyor , o ifadeyi okursan adil diye biri yavere darbe olcak bile demiyor sen şu kişinin emrine gir diyor ama o sırada yaverin asıl abisi odada değil mesela o da vallaha ben 15 temmuzda öğrendim adilin ona odada bunu dediğini diyor. Gene itirafçı beyanlarında bunlar var dolu.

    • Sevgili kardeşim, darbeye bulaşan cemaat üyeleri için ne gibi bir açıklaman var? “Suça bulaştılar, cezalarını çeksinler” mi diyeceksin. Cemaat içinde oluşturulan itaat fikrini nereye koyacağız? FG’in bütün vaaz ve sohbetlerinde en önemli vurgu budur, belki de cemaatin felsefesinin özü budur. Bu kardeşlerimiz bulundukları konum itibarı ile, kendilerine öğretilen itaat anlayışı gereği sorgulamadan darbeye bulaştılar. Ömür boyu hapis yatacaklar, cemaat yoluna devam edecek. Bu mudur vicdan? Eğer bir kişi itaat anlayışı ile bir suça bulaşmış ise cemaatin en masumu kadar masumdur. Ha darbeyi sen de Uhud gibi görenlerdensen o başka, onun yorumunu yapacak ilim ben de yok. Sen onu keyfiyetine göre yorumla…

      • Herkesin suç işlerken bir sebebi vardır , hapisteki herkes kendi iradesi ile mi suç işliyor, kötü arkadaş, kötü çevre, kandırılma mağduru. Onların sadece intikamını onları kandırandan alabilirim, benim gücüm buna yeter, onlar ne olacak ? hukuk ne diyorsa o olacak , hukuk tatmin etmiyorsa islam hukukuna bakabilirsiniz vakıf değilim bir şey diyemicem. Tsk emir komuta olduğu için katılan cemaat mensubu mu, direk cemaatin emriyle katılan cemaat mensubu mu, katılıp bir eylem yapmış mı, olaya kişiye delillere göre karar verilcek şeyler bunlar. Körü körüne itaat askeriyede var, cemaatte körü körüne itaat yok, hadis yok muydu komutan ateşe atla dese atlıcak mısınız, atlayanlar cehennemliktir diye. ^^Ömür boyu hapis yatacaklar, cemaat yoluna devam edecek. Bu mudur vicdan? ^^ Cemaatin falan yoluna devam edeceği yok, cemaatin tepesi bu darbeye hiç bulaşmamış olsa bile, o itaat fikrini vaazlarında sürekli dediği için Gülen hesap verecek zaten neymiş derdi öğrencez, niye zırt pırt niye vurguluyormuş, sen itaat diye vurgula sonra bir adil öksüz çıksın altındaki herkesi darbeye bulaştırsın bu sistemi kuran Gülen , bunların hesabı sorulmucak mı sanıyorsun. Bana yazma hocam böyle yorumları beni geriyorsun sonra, Gülen’e hocaefendimiz diyenlere yaz. ABD olsam ben kapısına dayanırdım.

  5. İmtihan dünyası yani sırat kıldan ince kılıçtan keskindir Burda yazanların çoğu ve yorum yapanların çoğunda şunu görüyorum kuran ve sünneti başlarına gelen felaketleri anlamak için kriter olarak kullansalar tahminim daha farklı yazarlar birde hizmetin içinde hata yapanlara çok da takılmamak gerekir

  6. une 27, 2018 at 3:56 pm
    HE HIC YANLIS YAPMAMIS,ABILER HIC YANLIS YAPMAMIS, CEMAAT HIC YANLIS YAPMAMIS BU NASIL BIR MANTIK.
    Ben bu hizmeti tanidigimda ozal cumhurbaskaniydi ve he o zaman ozal i elestirir begenmezdi. Kor oldu badem gozlu oldu. Bolgede esnaf ve talebelerle birlikte ankara ya sonrada istanbul a cenazesine gittik. He maalesef kendisini secilmisve yanliz yapmayan bir insan olarak goruyor. Ona gore huc yanlis yapmadi. Yaninda bir tane akilli kafa yoran adam yok. Herkes bir riyakarlik yarisinda. Guya he sadece tavsiyelerde bulunuyor. Yalan bu hemde kuyruu yalan. Herseye karisiyor. Herseyden haberi olmasini istiyor. Bence he efendi acik ekranda baska kamera arkasinda baska konusuyor. Takiyyeyi cok abatti.hayatinda sinif baskanligi secimine bile girmemis birisi. Ama secilmislere talimatlar verdi begenmediklerini yada isteigini yapmayanlari tukaka ilan etti. Burokrasideki gucunu ve istihbaratini kotuye kullandi. Yargida isi olan isadamlari ve vatandaslar cemaate yanasti. Boylece is ulvi bir amac disina cikti. Moz , dr ali, rektor cevdet, barboros ve bunlarin yancilari cemaati bir sirket gibi yonettiler. Birisi bana moz un nasil bu kadar cok parasi oldugu aciklayabilirmi? Mollara verdigi bu paralari nereden calmis. Himmet oaralarindan burslardan olusturdugu fon un miktari nedir? Cemaatin temiz insanlarindan aldiklari paralarla ticaret yapti ve batirdi ve kimseye hesap vermiyor. Herkes cok iyi biliyor ki adil oksuz, kemal batmaz cemaatin icinde dokunulmaz adamlardi. He nin prensleriydi. Bunlara mit deyip bu isin icinden cikmak 15 temmuz dan siyrilmak mumkun degil. Adil oksuz astigi astik kestigi kestik bir adamdir ve he nin mollasidir. Talebesidir. Niye yalan atiyor he bunu anlamiyorum sanki bu yalana avrupa ve abd inaniyor yok boyle birsey.madem he hic yanlis yapmaz ve 10-15 onceden olacaklari soyluyor peki bunlar nedir bu yasanan magduriyetler bu yasanan rezillik nedir? Cemaatin basarisini ciroyla olcersen bu sonuc kacinilmaz. He nin simdi tiran dedigi kisiye ( allah onun belasini versin insaallah) yaptigi iltifatlar herkesce malum. He iktidari kimseyle paylasmak istemedi. Tek gercek bu. Tiran in hirsizliklarina gelinceye kadar ilk once cemaatin icindeki hirsizliklarla ve hirsizlarla neden ugrasmadi. Neden onlari kovmadi neden onlari yargiya polise bildirmedi? Sorulacak cok soru var ama inanin bir tanesine bile adam gibi cevap verecek bir babayigit delikanli yok. Bugun cekilen zulumlerde abilerin rolu yok demek herkesi ve en bastada inanalari aptal yerine koymaktir. Bu akp ve rte yi biz bu hale getirdik. Riyakarliga prim verdik. Dogrulari soyleyenleri kovduk ajan dedik sikintilu dedik mit dedik. Riyakarlik aldi basini yurudu. He nin karsisnda elpence durup tek kelime konusmadan basini egmek yeterli oldu. Hele birde aynisini moz ve adamlarinada yaparsan senden iyisi mubaregi magduriyetlerin Bu hesabini allah sorsun bunlara

  7. Ahmetin 3. maddesine itiraz:
    kardes, kimse yurtlarda kalan ögrencileri yaz tatilinde zorla alikoymadi ki. Millet bavulu alir gider.
    hem köyüne gitsin, orada kitabini olur demek cok sig. insan köyüne gidince gündelik hayatin icinde bogulup gider, bir de bakmissin yaz tatili bitmis. nerede bulacaksin okuma ortamini. Hele hele (kücümsemek icin degil!!!) ailen okumadiysa, Ciftci ise ve kitaba yabanci ise, köyde kitabi zor okursun. Eger hizmet, insanlari köylerinden, ailelerinden alip yurtlara yerlestirmeseydi, ne doktor olurlardi, ne avukat ne de Ögretmen (oran olarak söylyorum). Bu isin bir de sadaka-i cariye kismi var (Allahu a’lem). Altin in kiymetini sarraf bilir. Sen diyorsun ki birak altini isleme, öyle kalsin. ATASÖZÜ GALIBA: Ev danasi öküz olmaz.
    Hitler den örnek vermissin. Diyorsun ki, kitle hareketi kurmak isteyen, insanlari aile baglarindan koparsin. Hizmet kimseyi ailesinden koparmadi. bu insanlar kismen bogazici, bilkent mezunu. Iradi tercih te bulunup gittiler. Ayrica hocaefendinin izmir vaazi var “anne baba hakki”nda. inet te bulursan seyretmeni tavsiye ederim. ama önyargi ile bakarsin söyle yorum da gelebilir: ya iste bi vaazla milletin gazini almis.
    Unutma: bu bir gönüllüler hareketi. giris ve cikis icin pasaport gerekmiyor:)
    He yi elestirirken sunu da hatirdan cikarmamali: Bu adamin gözlerinin altinda aglamaktan olusan sislige 2 dak bakip ondan sonra yazmali. Zira, bir insan 40 sene numara olsun diye aglayamaz. Bu insanin özü aglamasaydi, gözü de aglamazdi. Bu gönül hareketi de olusmazdi.

    • Yurtta kalan öğrencilerden ziyade genel olarak tüm hizmet, öğretmeninden imamına bölgecisine kadar genel düşünerek o lafı dedim. Ayrıca Türkiye’deki çoğu anne-baba nedense bu görüşte, eğer kendileri hizmette değil oğulları kızları hizmetteyse , bu hizmet çoçuklarımızı bizden aldı görüşündeler. Bide bir insan bazı şeyleri karakterine oturtmalı, ve kişilerin bazı şeyleri karaktarine oturmasına yönelik şeyler yapılmalı. Adam memleketine gittiğinde namazını bırakıyorsa bu bir sıkıntı, hizmetin sıkıntısı. Adam memleketine gittiğinde illa köy olmasına gerek yok, sonuçta ailesine yardım eder iş yapar kitabınıda okur, sınava girecek öğrenci için tabiki bunu kastetmiyorum onlar o sene boyunca çalışması gerek çünkü. Yıllar ilerledikçede hizmet köyden ziyade şehirden çoçukları alıp başka şehirdeki üniversiteleri kazandırıyordu. Adamın memleketine gitmesinde hiç bir mani yok yani. İsteyen de gidemiyor işte, giden gördüm ben direk tüm vazifelerini alıp evden de çık git moduna getiriyorlar. %100 vazifelerinin hepsini alırlar gitme diye baskı yapalar , çünkü sistemin bakış açısı öyle ortada iş yoksa bile yapay işler üretilip o kişiye kal denir. Hizmetten maaş alan kesime zaten memur tarifesi uyguluyorlar, yıllık iznin şu kadar resmi kullanabilirsin diye. Belki onlar kendilerine uygulanan bu şeyi altlarına uyguladığı için ortaya böyle bir tablo da çıkabilir.

      Pek iyi niyetli düşünmüyorum ama çünkü hizmete genel olarak bakınca hizmet= din algısı, rüyalar, gelecekten haberler, üstü çizilen isimler gibi vaazlar , said nursiden gelen kutsal hareket , seçilmişler,(gariplere bir lafım yok mesela zorluk çekilen bir dönemde o hadisi diyip garipsiniz denebilir), sizlerin bilmediğiniz şeyler var, mutlak itaat, ölümü göze alma, her şeyi feda etme bu dünyaya ve ahireti de , vb.
      Tüm yukarda saydığım şeyler Hitler nazilerinde de Mhpnin ülkücülerinde de nahşilerin tarikatlarında da vardır, şuan cemaat ile dalga geçtiklerine bakma, herkes kendini seçilmiş görüyor, ayağı yere basan şeylerden ziyade ispatı zor manevi şeyler bini bir para. Ve bunların hepsi bir fanus oluşturuyor, o fanusa giren kişilere de çok rahat soruları alın dediğinde alıyorlar, adam öldür dediğinde öldürüyorlar (mhp,naziler için), kadrolaş demene gerek yok zaten kendi gibi seçilmiş arkadaşlarıyla zaten o kadroları doldurur, kumpas kurma falan kutsal bir amaç uğruna giden bir yolda küçük detaylar bunlar, medya yansıyan daha çok şey var onların ne kadar doğru olduğunu bilmediğim için buraya yazmıyorum , meclisi bombalayan kişinin cemaatten olması gibi abim darbeye katıl dedi katıldım demesi gibi, abim dinleme cihazı yerleştir dedi G.kurmay başkanının odasına dinleme cihazı yerleştirdim denilmesi gibi. Aile mevzuna tüm bu bütün için içinde bakıyorum, ailesiyle sağlam ilişkileri olan birine gidip bir şey yaptırman zor, o canlı bombaların falan aileleriyle 1 gram ilişkisi yoktur, varsada yıkarsın aile bağlarını, kişinin bu dünyada varı yoğu cemaat ile, o kişiye her şeyi yaptırabilirsin, ve çoğu kişide 15 temmuzdan sonra öyle olduğu için psikolojik bunalıma girdi, daha kimse işten atılmadan tutuklanmadan insanlar bunalıma girdi. Benim bu dediklerimim zıttını da düşünebilirsin, hizmetteki bazı şahsiyetler ve büyük abilerin hataları sonucu biz o diğer saydığın hareketlere benzemişiz garip uygulamalarımız olmuş sen ora üzerinden genelleme yapma da diyebilirsin, zaten dedim bu bir araştırma konusu, koca bir hizmeti tahlil etmek o kadar kolay değil. Ama bazı şeyler sorgulanmalı ahmet kurucan en tepede molla hizmet = din değil derken neden taban tam zıttı şekilde inanıyordu hep neden müdahale edilmedi, Gülen’in peygamber ile istişare yaptığı her konuya vakıf olduğu yalanları neden söylendi , neden tabana bunların yayılmasına izin verildi, Gülen geçen şarkıcının tekini çöpe atmışlar diye anlatıyordu, o şarkıcı herkesi kandırmış öyle beni çöpe attılar diye , Gülen de böyle kandırılabilir demek varken, her konuda ona mesaj geliyor herşeye vakıf demek ne kadar mantıklı. Bunları tabana dersen senin niyetin kötüdür işte, ve kendine millitan(sorgulamayan, gelecek için herşeyi yapabilcek , yaşama dünya sevgisi kalmamış gelecekteki altın nesle odaklanmış, hayattaki tek sosyal bağı cemaat olan, emir bekleyen, abilerimiz bizim için en iyisini düşünüyordur diye düşünen) arıyorsundur, ve militanlardan oluşacak bir ordu kurcaksan aile bağlarını yıkar geçersin. Militanlardan oluşan bir ordu çok güçlüdür onu da diyim, yıkıp geçer her şeyi türkiyede falan ne derin devlet bırakır ne de erdoğan bırakır, ama dünyaya da asla bir alternatif sunamaz, barış demokrasi falan sunamaz, ne doğru bir iSLAM bakışı sunabilir. Peki hizmeti nasıl böcek gibi ezdiler madem bu kadar militandı. Bu da ayrı bir soru, hizmet cidden bir taraftan bakınca dini demokratik hareket , diğer yandan bakınca militanlaşmış bir hareket. Fikir attım oraya sadece bende %100 şöyledir böyledir diyemem her şey için. Bende düşünüyorum araştırıyorum bazı şeyleri, ama güLEN bazı şeyleri açıklasa işler çok daha rahat olur.
      Hocam Gülen göz yaşlarına gelince bilemicem, zaten silip atmıyorum kimseyi araştırıyorum. Türkiye’de bir tarikatta git onun liderinin ağzından da ne kaba bir söz , ne gıybet görmezsin, hep din konuşurlar, namazlar huşu içinde , vs vs. ama ciğerleri 5 para etmez, bu da ayrı bir gerçek . Yani eskiden uçan kaçana bakmayın keramet beklemeyin , kişinin namazına bakın , asıl keramet istikamet üzerine yaşamasıdır derlerdir. Bu tarikatlara git bak hepsi istikamet üzerine, yaptıkları şeylerde bir hata günah yok. Mevzu yapmadıkları şeylerde. Korkaklar merhametsizler umursamazlar körler cahiller milleti gaflet uykusundan uyandırmak isterler kendileri horul horul horluyor.

Comments are closed.