15 Temmuz sürecinden hemen sonra yapılan yakalama ve gözaltı uygulamalarında ciddi işkence ve kötü muamele iddiaları gündeme geldi. Basına ve sosyal medyaya yansıyan haberler ve görüntülerden de az çok olayın vehametini görülebiliyor. Gözaltında ve daha sonra cezaevlerinde hayatlarını kaybedenler de oldu. Bu vefatların bir kısmı da kayıtlara intihar olarak geçti. Ve yine, gün ortasında adam kaçırmalar da yıllar sonra tekrar gündeme geldi. Hakeza, yurtdışında MİT tarafından kaçırılıp Türkiye’ye getirilen insanlar oldu. Tüm bu yaşananların hukuksuz olduğu değişik kesimlerden hukukçular ve insan hakları aktivistleri tarafından söylenmesine, ayrıca AB ve BM gibi kurumların bu yaşananların hukuksuz olduğuna dair hazırladıkları raporlara rağmen nasıl oluyor da bu tür hukuksuzluklar yapılabiliyor/ yaptırılabiliyor?
Birçoklarından farklı bir yazı olmuş. Portalınızda yazanların çoğu biz şöyle hayırlı işler yaptık, fakirlere yardım ettik, talebe okuttuk, burs verdik, geceleri yatmadık, gündüzleri durmadık vs vs…. elhak hepsi doğrudur. Bunu kime ve hangi amaçla anlattıklarını anlamak zor. Niçin mi? BUNU BİLMEYEN YOK Kİ.
Tabii ki başka bazı doğrular da var. Bugün zalimin pençesinde inim inim inletilen cemaatin tabanı için yeryüzü melekleri denilse sezadır. Karar vericiler için aynı şeyi söylemek imkanı var mı? Bu elit cemaat ölüleri mezardan kaldırıp Tarzana oy verdirmeye götürürken, niçin şifreli bir haberleşme programı ile arkadaşını çay içmeye davet eder? Tarzana güvenmiyorsan niçin en az 3-4 seçim onu destekliyorsun? Ölmüş kişiye oy kullandıracak kadar (3-4 seçim) seviyorsan niçin ondan gizli haberleşiyorsun. MIT ten mi yoksa başka birinden mi gizli çay içiyorduk. Bunun adı akıl tutulmasıdır. Bu misali, programı kullanmak suç diye değil, 200 000 kişi sırf bu sebeple azapta diye verdim. Tabi yapılan başka yanlışlar da var. Söyleyen aforoz ediliyor. Eskiden abi dediğimiz ve şimdilerde hala aforoz eden makamında olan o kişiler şunu iyi bilsin ki bizi DOĞRU söyleyerek eleştiren her kişi bugün bizim dostumuzdur. Bugün hala bizim geçmişteki hayır işlerimizi anlatarak bizi oyalayan yalaka takımı da büyük vebaldedir. 2014 yılından beri ümit pompalayan, her konuşmasında yarın güneş doğacak diye duygu sömürüsü yapan, bilerek yalan yazan, eksik yazan kalemşörlerde aynıdır.
Bir olayı mahalle baskısından veya sırrımız namusumuzdur düşüncesinden dolayı ketmederek, katlederek anlatacaksanız o konuda konuşmayın. ORTADA NE SIR KALDI NE DE ………..UZ. (vicdanım ve yüreğim bunu yazamadı amma anladınız siz onu.) Cezaevindeki bacımız kocasına ”ben artık temiz değilim, bana buarada tecavüz ettiler. Beni boşa, diye haber gönderiyor, bu muhteremler sırrımız namusumuzdur diyor. Sözü ya ketmediyor, ya da katlediyor. Aslında ne sır ne şeyimiz kaldı. Tarzan ve elemanları beynimizdeydi, kalbimizdeydi, kozmik odamızdaydı. Bugün yeryüzü meleklerine itiraf edin, gizlemeyin, herşeyi anlatın diye işkence ediyor. Bre zalim hakkımızda bilmediğin hiç birşey yok ki, ne zulmediyorsun!
Geçmişi anlatırken mahalle baskısından her şeyi açık olarak anlatamamış ama fazla övgüye de girmemiş. Bu açıdan ve diğerlerinden farklı olarak da ileriye dönük mesajlar verdiği için ayrıca takdiri hak ediyor. Hukuk alanında yapmak istediği anlattıklarına bakılırsa cesareti ve gayreti de dua edilmesi gereken biri. Fakat hizmet hareketi geçmişe çok takıldığı için ayağa kalkamadı. Suçlular ”onlara eskiden abi diyorduk” ne kenara çekilmesini becerebildi, ne de yol gösterebildi. Olaylardan sonra anlaşıldı ki ”hareket” farkında olmadan yeni lüzumsuz misyonlar yüklenmişti. Taban bunu bilemezdi. Buna sebep olanlar panikledi ve akıl felç oldu. Kendileri felç olduğu gibi hizmet hareketinin tamamını da ”yatalak” yaptılar. Kendileri zaten öldü de, hizmeti de öldürüyorlar. Zannedersem ”biz kurduk, kime ne?” mi diyorlar anlaşılır gibi değil. Yok yok bunu diyemezler, dememelidirler. Etkilenen milyonlarca insana karşı bunu yapamazlar. Yapmazlar. Var bişey amma sadece bekliyorlar?!*^’.
Şimdi nasıl ve kime sesleneceğimi bilemiyorum amma bu portalın sahibine sesleniyorum. Burada geçmişi anlatana değil, geleceği anlatacak er oğlu erlere söz hakkı veriniz. Geçmişi anlatanlar ya başarı hikayesini, ya yalan yazıyorlar, ya da bilerek eksik yazıyorlar. Bunların hiçbiri bizi düzlüğe çıkartmaz. Başarı hikayemizi herkes biliyor. Bunları yazarak elde edeceğimiz birşey yok. 1000 tane yalan yada eksik bilgi kimsenin işine yaramaz hatta zarar veriyor.
Bana abi olacak kişi geleceği yazan yol gösteren kişidir. İnsanları oyalamayın bari.
Comments are closed.