Cemre Sena Rengin, The Circle

Her Şey Düzelir, Hele Filiz Hiç Üzülmesin…

Böyle sesleniyor Sabahattin Ali mektuplarından birinde eşi Aliye Hanım’a.

Filiz, Sabahattin Ali’nin küçük kızı. Mektup cezaevinden yazılıyor. Yazdıkları yüzünden yargılanıyor Sabahattin Ali, memuriyetten atılıyor, dergileri kapatılıyor, pasaport alamıyor, iş bulmak için gittiği her kapıdan eli boş dönüyor, onur kırıcı davranışlara sabretmek zorunda kalıyor tüm naifliği ile.

Yaşadığı tüm zorluklara karşı pes etmeden fikrini savunmaya devam etse de kendi deyimiyle gökte kartal gibiyken kanatlarından vurulur* Sabahattin Ali. Uğradığı haksızlar onu yorar, yasa dışı yollardan yurt dışına çıkmaya çalışır ama Nazım Hikmet gibi başarılı olamaz. İhanete uğrar ve bir fail-i meçhule kurban gider. Cesedi ailesine teslim edilmez. Mezarı yoktur Sabahattin Ali’nin.

Bir yazardır o. Hayatının bu hazin sonuna ilerlediğini bilmeden yazar, yazar, yazar Sabahattin Ali. İyi bir okurdur da aynı zamanda. Edebiyata nasıl başladınız sorusuna, ”Kitap okuyarak…” diye cevap verir mesela. Almanya’da kaldığı iki yıl boyunca da Almancayı kendi kendine öğrenir. Ülkeye geri döndüğünde orta dereceli okullarda Almanca Öğretmenliği yapar.

Cumhuriyetin ilk yılları yeni arayışlar dönemidir. Var olan tüm toplumsal değişimler edebiyatta yerini bulur. Sabahattin Ali bu değişimleri gözlemci ve eleştirel bakış açısıyla eserlerine yansıtır. Bu yeni arayışlar döneminde neler oldu sorusuna öyküleri cevap verir en çok. Tasvir gücü yüksek bir yazar olan Sabahattin Ali toplumsal gerçekçiliğin mimarı olarak bilinse de romantik bir aşk hikayesini anlatan ”Kürk Mantolu Madonna” kitabı en bilinen eseridir. Romantik bir yazar sanmayın onu ”İçimizdeki Şeytan” eserinde karmaşık bir aşk hikayesi anlatılıyor gibidir ama en sert siyasi eleştirilerini bu kitapla yapar.

Sabahattin Ali gerçeği anlatmak ve böyle kabul görmek ister. Gerçeği anlatmak isterken yazar hakkında da bir kriter koyar ortaya. Namuslu olmak! Gerçeği anlatırken namuslu olmak gerek der ve böyle biri olarak tanınmak ister.

Bir de hapishane şiirleri vardır Sabahattin Ali’nin çoğu bestelenen. Leylim Ley, Aldırma Gönül, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz bunlardan birkaçı yalnızca.

Yaşadığı tüm haksızlığa rağmen derdine dert ortağı aramayan biri Sabahattin Ali ama aşağıdaki sitemi haklı değil mi?

”Çalmadan çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek; bu kadar güç, bu kadar mihnetli hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?” der ve ekler ”Namuslu yaşamak ne zor şeymiş meğer.”

 

*Gökte kartal gibiydim kanatlarımdan vuruldum

Mor çiçekli dal gibiydim bahar vaktinde kırıldım

 


Yazarın Önceki Yazıları

2- İyiler Kaybetmez, Kaybedilir

1- O Güzel İnsanlar O Güzel Atlara Binip Gittiler

 

1 COMMENT

  1. Kürt mantolu madonna ile biliyordum ne aldırma gönülün söz yazarı olduğunu ne hapse girdiliğini bilmiyordum. Aldırma gönül şarkısının bu kadar içten olmasının nedeni demek ki Sabahattin Ali’miş.

Comments are closed.